Seçim ateşi yakıldı.
Her partiden, milletvekili olma şanslarını denemek isteyenler, icazet almak için önce Ankara’nın yolunu tutuyorlar.
Yani, “ben milletvekilliği yapabilirim, halk da bana güveniyor” teranesine yer yok.
Ankara tanıyacak, isteyecek ve işaret edecek ki halk da sandık başına gidip oy vererek, kendisi seçiyormuş gibi yapsın ve “ben seçtim” diye kasıl kasıla dolaşsın…
Ankara icazet verip işaret etmedikçe, vekillik mekillik ancak hayalde gerçekleşebilir.
Yıllardır yaza yaza kalemimizde tüy bitti, bir türlü anlatamadık;
Yürürlükteki Seçim Yasası ile Siyasal Partiler Yasası değiştirilmedikçe, tüm partilerde bu işler lider sultasıyla yürütülür.
Her partinin üst yönetimi, yani Ankara, kimi isterse onu milletvekili yapar.
Aday olmak isteyenler ağızlarıyla kuş kapsalar hava.
Aday olmak isteyenler allamel cihan olsalar fasafiso.
Aday olmak isteyenlerde ne bilgi brikimi aranır, ne entelektüel donanım, ne de halk sevgisi…
Ankara’da, partisinin üst yönetiminde sözü geçen birine, kendisini pazarlayacak bir tanıdığı olması yeter de artar bile.
Ankara işaret edince hemen seçim bölgesine dönülür ve beklemeye başlanır.
Milletvekilliği sıralaması açıklanınca, sıralamadaki yerine göre seçmene şirin görünme çabaları başlatılır.
Sıralamada birinci veya ikinci sırada ise, çalışmasına, şirinlik yapmasına bile gerek yoktur.
Çünkü milletvekilliği, dolayısıyla Ankara artık kafeste kekliktir.
Benim her şeyi bilir geçinen seçmenime gelince;
Seçim günü sandık başına gider, seçilmişlerden birine oyunu verir, sonra da “ben seçtim” diye övünür.
Oysa ne kendisi o verdiği vekilini tanır ne de oy verdiği vekili kendisini…
İşte yıllardır altını çize çize yazdığımız Seçim Yasası ve Siyasal Partiler Yasası değiştirilmediği sürece bu işler böylece gidecektir.
Ankara birilerini işaret ederek seçmene dayatacak, seçmen de kuzu kuzu gidip o seçilmişe oy vererek kendisinin seçtiğini sanacaktır.
Cici demokrasilerde hep böyle olmamış mıdır?
Hele bir “ileri demokrasi” ye geçelim, o zaman belki kendi vekilimizi kendimiz seçer duruma geliriz.
Ömrümüz vefa ederse…
Evet, seçim ateşi gürül gürül yanıyor.
|