Son günlerde yazdığım yazılarda, işi gücü hep genel seçimlere bağladığımızı anlatmaya çalışıyorum ama biz seçimlerden söz ederken Ankara hep yaptığı gibi sık sık gündem değiştiriyor.
Şimdi de gündeme, sanki başka hiçbir sorun kalmamış gibi iki konu oturtuldu;
Başkanlık sistemi.
İki partili sistem…
Dikkat buyurun,
Ya birincisi ya da ikincisi denmiyor.
İkisi birden gündeme getirilerek kafalar karıştırılmaya çalışılıyor.
Cumhurbaşkanının görev süresi 5 yıl mı 7 yıl mı hala belli değil ama olsun, başbakan başkanlık sisteminin tartışmaya açılmasını istiyor.
Konuyu gündeme başbakan getirdi.
İlk karşı duruş cumhurbaşkanı’ndan geldi;
“Başkanlık sisteminin avantajları da var dezavantajları da. Bu konuda çekincelerim var.”
Ardından Meclis Başkanı Şahin konuştu;
“Cumhurbaşkanımızın kullandığı (avantajları da var dezavantajları da) ifadesini daha önce kullandığımı hatırlıyorum. Bu konudaki düşüncemiz ve görüşümüz Cumhurbaşkanımızla örtüşüyor…”
Aynı konuda bir ses de Başbakan Yardımcısı Arınç’tan geldi;
“Aksayan birkaç yönü olmakla birlikte, parlamenter sitemin Türkiye için daha iyi sonuçlar verebileceği kanaatini taşıyorum.”
Bu farklı seslere rağmen Başbakan geri adım atmadı, konunun tartışılmasından yana olduğunu bir kez daha yineledi.
Bu söylemlere en ilginç yanıt, MHP Gurup Başkan Vekili Oktay Vural’dan geldi; “Sırça köşkte post kavgası başladı…”
Genel seçimler öncesi kafaları karıştırmaktan öteye gitmeyen bu tür tartışmalar neden yapılır?
Başbakan, başkanlık sistemi ile iki partili sistemi kafasına koymuş.
Ben de olsam, ağzımdan her çıkanı tam bir teslimiyet içinde alkışlayan, ne desem onaylayan bunca milletvekili bulsam dediğim dedik derim ve geri adım atmam.
Hele de genel seçimler öncesi…
Başbakanın bu düşüncesine kim, hangi AKP milletvekili karşı çıkabilir?
Başbakan bu konuların gerçekleşmesi için ne gerekiyorsa yapacağını açık seçik söylüyor.
Çünkü güç onda ama yetmiyor.
Çünkü iktidar onda ama tek adam olmak istiyor.
Çünkü şu anda ne derse onun olacağını biliyor.
Ve çünkü Başbakana başbakanlık yetmiyor.
Başbakan, dikensiz gül bahçesinde gezinmek istiyor.
Oooh ne ala.
Hem de aliyyülala.
Va mı itirazı olan?...
|