Azeri Profesör Elçin Halilov, Pakistan depreminden sonra yeni açıklamalar yapmaya başladı.
*
Halilov’un daha önceki açıklamaları tutmuş.
Şimdi de 2011 ile 2015 yılları arasında, Marmara bölgesi başta olmak üzere Türkiye’de 7 şiddetine yakın depremlerin olacağını söylemiş.
Oysa biz her gün depremler yaşıyoruz, Halilov’un haberi yok.
Ne tür depremler yaşıyoruz?
*
Anlatayım;
Cibilliyetsiz, cahil, terbiyesiz, alçak, seviyesiz, eşkıya, namussuz, şerefsiz, apsürt, padişah, sultan, haremağası, kralın soytarısı, kaynak, oynak, sen nesin, sen kimsin, şeyini şey ettiğimin şeyi, haddini bil, darbe, suikast…”
*
Bu sözcükleri mahalle kahvelerinden derlemedim.
Bunlar, politikacıların, parti liderlerinin söylediği sözler.
Bu sözcükler, bizim oylarımızla yüce meclise yollayıp, “bizi yönetin kardeşim” dediğimiz seçilmişlere ait.
*
Ve bu sözcükler, iletişimin tavan yaptığı günümüzde, televizyon haberlerinde her gün dinlediğimiz, ama nedense umursamadığımız sözcükler.
Allah’ın bir kulu da çıkıp, “hop beyler, siz ne yapıyorsunuz? Bu sizin kullandığınız sözcükleri ben kavgalı olduğum insanlara bile kullanmaktan utanırım, size ne oluyor?” demiyor, diyemiyor.
*
Dese ne olur?
*
Ya Ergenekoncu olur, ya provokatör ya da ortalık karıştırıcısı.
Ve hemencecik derdest edilerek gözaltına alınır.
Değerli politikacılarımız, hakaret içeren, aşağılayıcı yeni yeni sözcükler üreterek birbirlerine sataşmayı sürdürürler.
Bizim yaygın ve saygın iletişim araçlarımız, yani televizyonlarımız neler yapıyor?
Çöpçatan programları, kimin eli kimin cebinde dizileri, yalanları doğruymuş gibi söyleyen açık oturum konuşmacılarıyla kafaları karıştırmayı sürdürüyor.
Tunus, Mısır, Lübnan, Arnavutluk, Yemen kargaşasından hoşlanan egemen güçler, kargaşanın içine güney komşumuz Suriye’yi çekme çabalarını açık açık belli ediyorlar.
İşin en can alıcı yanı ise, Dünya ağası Amerika bu kargaşaya seyirci kalırken, birilerinin “eee, Amerika da artık Türkiye’ye daha çok güven duyacaktır” söylemleri.
*
Neymiş efendim?
Kuzey Afrika, Balkanlarda Arnavutluk, Arap Yarımadasının en güney ucunda Yemen kargaşayı yaşarken, Amerika Türkiye’ye daha sıkı sarılmasında yarar görenler var.
Şimdi Amerika şöyle düşünüyordur;
*
“Türkiye, meclisinden çıkaramadığı teskereyle Irak işgalimizi önlemeye çalıştı ama artık Ortadoğu’da Türkiye’ye güvenmek zorundayız. Çünkü Türkiye’ye ihtiyacımız var. İsrail orada bizim uzak karakolumuz olsa da Türkiye’yi gücendirmeyelim, Türklere şirin görünmeye çalışalım.”
Gelin görün ki benim cennet ülkemin politikacıları, politikanın liderleri, birbirlerine karşı sıradan yurttaşın bile kullanmadığı sözcüklerle sataşıyorlar.
Bu tür söylemlerle zaten soğuktan donan ülkeyi daha da soğutuyorlar.
Bu tür söylemlerle yurttaş donuyor ama gıkı da çıkmıyor.
|