Ergenekon olayının hukuki karakterini bilemiyorum ama politik karakterini herkes gibi ben de biliyorum…
Daha doğrusu, olayları izleye izleye öğrendim desem yerinde olur.
Ergenekon göz altılarında ortak bir karakter var; akademisyenleriyle, askerleriyle, gazetecileriyle, politikacılarıyla, hukukçularıyla tümü iktidar karşısı adlar…
Siyasal görüşleri farklı da olsa, bu adların tümü, AKP’nin devlet yönetimindeki uygulamalarına, söylemleriyle karşı çıkanlar.
Ergenekon Davası’ndan amaç; iktidar yanlısı olmayanlara gözdağı vermek.
Bu olgu, artık gün gibi ortada.
Bu davanın daha uzun süreceği ve sonuçta da pek bir şey çıkmayacağı belliyken, kariyer sahibi, toplumda belli bir yeri olan bunca insana ve yakınlarına sıkıntı yaşatmanın, onlar gibi düşünenlere gözdağı vermek olduğunu artık herkes anladı.
Yarın, bu konuyla ilgili olarak tüm basın yayın organlarına yayın yasağı da gelebilir.
Terörle mücadele için dağlarda yatmış orgeneral, Harp Akademileri Komutanlığı yapmış orgeneral, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği yapmış orgeneral, ömrünü yurduna ve barışa adamış prof.lar, hukukçular, gazeteciler, Ergenekon Davası ile cebelleşirken, başbakan, Çamuroğlu’nun düzenlediği Aleviler için kutsal olan Muharrem Ayında verdiği iftar yemeğinde hamaset nutukları atarak, Kerbela’dan, Hz.Ömer’den, söz ediyordu.
Kerbela’yı her an içinde yaşadığını anlatarak, Alevilere politika yapıyordu.
Ve bir kısım yozlaşmış Aleviler de bu konuşmalara alkış tutuyorlardı.
Başbakan hızını alamıyor, Hasan Hüseyin’in bir kitabının da adı olan “Acıyı Bal Eyledik” dizeleri döktürüyordu.
Veysel’den, Mahzuni’den, Ali Ekber Çiçek’den söz ediyor, Alevilere politika yapıyordu.
Pir Sultan Abdal, Hacı Bektaş Veli politika malzemesi yapılıyordu.
Aynı saatlerde Ergenekon Davası çerçevesinde gözaltılar sürüyordu.
Ama başbakan bu konuda BİR “çeteleşme”den söz ediyor ve sık sık demokrasiden dem vuruyordu.
Ergenekon’dan asıl amaç sindirmek, ürkütmek, korkutmak ve susturmak…
Türkiye Cumhuriyeti bu gün böyle bir anlayışla yönetiliyor.
Başsavcılığa da soyunan başbakan, böyle konularda iki arada bir derede mi yoksa?
Hani yerel seçimler yakın da !...
Ve en son merak ettiğim şey; bu ne idüğü belirsiz davanın, Gaziantep’e ne zaman el atacağı. Sade Türk yurttaşları bu işe ne diyor bilemiyorum ama ben yine de uyarayım;
Aman ha!...
Dikkatli oluna.
Telefonlar dinleniyor, her tür haberleşme kontrol altında.
N’olur n’olmaz?...
Ergenekon dalga dalga yayılmayı sürdürüyor da !
|