Mısır’da, 30 yıllık diktatörlüğe karşı 18 günlük bir halk direnişi Mübarek’i götürdü – mü?...
Son bir ay içinde Kuzey Afrika ülkeleri için yazılan uzun vadeli bir senaryonun ilk sonucu Mısır’da alındı.
Tunus diktatörü ülkesinden kaçtıktan sonra kaynamaya başlayan Mısır, böyle başıbozuk bir halk direnişi sonucu iktidar değişikliğine gidebilir mi?
Gidemez.
Senaryosu çoktan yazılan bir oyun sahneye kondu ve halk ayaklandırıldı.
Lidersiz görünümünde gösterilmek istenen halkın 18 günlük direnişi sonunda, Hüsnü Mübarek istifa etmek zorunda bırakıldı.
Görüntü şöyle;
30 yıl önce Mısır ordusunda hava kuvvetleri komutanı olan Hüsnü Mübarek, 30 yıllık diktatörlüğünün sonunda halkın direnişine dayanamadı ve çeşitli atraksiyonların ardından istifa etmek noktasına geldi, öyle mi?
İlkin görevini istihbarattan sorumlu Ömer Süleyman’a devrettiğini açıklaması,
dünya ağası olan egemen güçlere yetmedi.
Çünkü senaryo böyle yazılmamıştı.
Senaryonun harfiyen uygulanması için halkın direnişi sürmeliydi.
Öyle de oldu.
Tahrir Meydanı boşaltılmadı, direniş sürdürüldü.
Ve sonunda 30 yıllık diktatör olan gitti eski asker, geldi yine asker…
Dikkatle bakıldığında, dünyanın gelişmekte olan hiçbir ülkesinde adaleti göremiyoruz.
Demokrasiyi bulamıyoruz.
Egemen güçlerin desteğini alanlar hep iktidara höreleniyorlar.
Ne zamana kadar?
Bu egemen güçlerin çizdikleri projelerin dışına çıkılana kadar.
Çıkıldığı an, dost, müttefik düşünmüyorlar, hemen suyunu ısıtıyorlar.
Bakın, Mısır’daki son gelişmeden sonra Cezayir ve Yemen daha da karıştı.
Neden?
Senaryo daha tamamlanmadı da ondan…
Şimdi Mısır halkının direnerek tarih yazdığını söyleyebilir miyiz?
Bana kalırsa söyleyemeyiz.
Çünkü direniyor görünümündeki o halk, haklarında yazılan senaryonun sahneye konulması sırasındaki figüranlar olmaktan öteye gidemezler.
Tarihi yazanlar da sahneye koyanlar da oyuncuları, figüranları belirleyenler de dünya ağası egemen güçlerdir.
Hadi gelin, “bağımsızlık benim karakterimdir” diye haykıran Mustafa Kemal Atatürk’ü unutabilirseniz unutun bakalım.
Bağımsızlığına kavuşamamış ülkelerin halkları her türlü oyuna gelmeye uygun kimliktedirler.
Çünkü bağımsızlık sözcüğünün ne anlama geldiğini bilmezler.
Ve Çünkü o ülkelerin Mustafa Kemal gibi bir şansları olmamıştır.
|