27 Ocak günü bu köşede, tedavülden kaldırılan Yeni Türk lirası konusunda bir yazı yazmıştım.
O yazımda şunları söylemişim;
(Üzerinde Yeni Türk Lirası yazan metal paraların geçerliliği 31 Aralık 2009 tarihine kadardı.
Bu tarihten itibaren Yeni Türk lirası piyasada kullanılamayacak ancak Merkez Bankası’nca yenisi ile değiştirilecekti.
Bir yurttaş, elinde kalan 20 – 25 tane tedavülden kalkmış Yeni Türk Lirasını,
Ocak 2011 de Merkez Bankası’na götürerek yenisi ile değiştirilmesini istemiş.
Aldığı yanıtla şaşırıp kalmış;
“Bu parayı 2010 yılı içinde getirip değiştirmeniz gerekirdi, artık değiştirmiyoruz…”
E, ne olacak şimdi o eski Türk Liraları?
Tedavülden kalksa da bu para Amerikan Doları değil, İngiliz Sterlini değil, Japon Yeni değil.
Hele hele Kapısında takla attığımız, ha aldılar ha alacaklar diye oyalandığımız Avrupa Birliği’nin ortak parası Euro hiç değil.
Merkez Bankası’nın almadığı bu para, halis Türk Lirası.
Bir devlet kendi parasını inkar edebilir mi?
Ederse ne olur?
Paraya ve bu uygulamayı yapanlara güven azalır.
Yeni Türk Lirası tedavülden kalksa da Türk Lirasıdır.
Bu işle ilgili kurum da Merkez Bankasıdır.
Sinekten yağ çıkarma politikasından vazgeçilmeli ve bu yanlıştan bir an önce
dönülmelidir.)
xxx
O gün aynen bunları söylemişiz.
Bugün de aynı konuda bir araştırma ile yazımızı güçlendirelim…
31 Aralık 2010 günü itibariyle değişim süresi sona eren toplam 208 milyon 899 bin 126 Yeni Türk Lirası ve Yeni Kuruş bankalara geri dönmemiş.
Şimdi bu para nerede diye sormayalım mı?
Bu para ortada yoksa kimlerin zarar hanesine, kimlerin kar hanesine yazılmıştır diye kafa yormayalım mı?
O günkü yazımızda da belirttiğimiz gibi bu para resmen Türk Lirası.
Biz bunca zengin bir toplum muyuz?
Yoksa nemelazımcılığımız para konusunda da mı almış başını gidiyor?
|