Protesto bir eylemdir.
Demokratik hak olarak tarif ediliyor ve öyle olduğu söyleniyor.
Uygulama, tarife uygun değil, farklı.
Birkaç örnekle durumu açıklamaya çalışalım,
Üniversite öğrencisisiniz.
Diğer öğrenci arkadaşlarınızla birlikte, okulun bahçesinde toplanıp, öğrenci harçlarını protesto edeceksiniz.
Hani en demokratik hakkınız ya.
İşte bu demokratik hakkınızı kullanmak istiyorsunuz ama kullanamıyorsunuz.
Neden?
Çünkü sizin protesto yapacağınız alana, polis sizden önce gelmiş.
Hem de basınçlı su sıkan araçlarıyla ve biber gazlarıyla.
Hani protesto en demokratik haktı…
Başka örnek mi istiyorsunuz?
Örnek değil, örnekler gani.
İşçisiniz…
Üyesi olduğunuz sendika sizin sorunlarınızla ilgilenmiyor, sorunlarınızı görmezden geliyor.
Üyesi bulunduğunuz sendikayı protesto etmek istiyorsunuz.
Aynı sendikanın üyesi olan arkadaşlarınızla toplanıp, sendika binasının önüne gidiyorsunuz.
Protesto etmek mümkün değil.
Çünkü polis sizden önce sendikanın önüne gelmiş ve binayı korumaya almış.
Yahu protesto demokratik bir hak değil miydi?
Yine öyle ama demokrasinin uygulandığı ülkelerde…
xxx
Avrupa Birliği’ne üye olmamızın karşısında olduğunu her fırsatta söyleyen Fransa’nın Cumhurbaşkanı Sarkozy Ankara’ya gelmiş.
Hiçbir bakan karşılamamış.
Hala AB’ye üye olabileceğimizi düşünen AB yanlıları toplanıp, Sarkozy’i protesto etme gereği bile duymuyorlar.
Neden?
Başaramayacaklarını, biber gazıyla, basınçlı suyla püskürtüleceklerini ve iktidarın gözünden düşeceklerini bildiklerinden mi?
Hayır…
Hala AB’ye gireceklerini sandıklarından.
Yani eblehliklerinden…
xxx
Cumhurbaşkanı Gül, “torba yasa” yı onayladı.
Haydi sıkıysa protesto edin bakalım.
Protesto en demokratik hak ya!...
Torba yüce meclisten geçmiş, Cumhurbaşkanı da “tiz elden uygulana” buyurmuş.
Sen neyi protesto edeceksin?
Haydi, sıkıysa buyur protesto et.
Haydi buyur en demokratik hak olarak dillendirilen protesto hakkını kullan da görelim bakalım.
Sonuç olarak; protesto demokratik hakmış.
Hadi canım siz de…
|