Zor günlerden geçiyoruz.
Bir yandan ileri demokrasi diye bir kavram gündemde, öte yandan gazeteciler gözaltına alınıyorlar.
Yoksulluk, işsizlik artarken, emekliye verilen 3 kuruşluk zam maaşlara yansıtılamıyor.
Ortadoğu ülkeleri kaynıyor, Kuzey Afrika ülkeleri kargaşa içinde, benim cennet ülkem genel seçime hazırlanıyor.
İşte tam bu sırada İstanbul’dan çok güzel bir ses geliyor;
Türk sanat musikisinin ustası Alaeddin Yavaşça 85 yaşına basmış.
İlkin Kilis’li.
Sonra İstanbul’lu.
Daha sonra Türkiye’li.
O şimdilerde dünyalı…
85. yaşı bile müzikle kutlandı.
Türk sanat musikisi konseriyle.
Değerli müzik adamı Alaeddin Yavaşça’dan söz etmek istiyorum.
Önceden söylemeliyim; onun kenttaşı olmaktan ve onun yaşadığı bir iklimde, bir dönemde yaşamaktan gurur ve övünç duyanlardanım.
O gün İstanbul’da, Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda bulunanlara ne mutlu.
Böyle bir etkinliğe imza attığı için, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’na ne mutlu.
Türk sanat musikisinin hem besteci hem yorumcu olarak yaşayan ustası Yavaşça, tüm mal varlığını ve kendi besteleri olan 644 eserin telif haklarını TEGV na bağışladı.
Ona ne mutlu…
Bir gönül adamı olan değerli bestekara da bu yaraşırdı.
“Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok” dedi ama Türk Eğitim Günülüleri Vakfı’nın bahçelerinde şakıyacak bülbüller için en güzel, en onurlu, en kutsal davranışı sergiledi.
Değerli eşi Ayten Yavaşça Hanımefendi ile birlikte katıldığı ve 85. yaşını kutladığı müzik gecesinde olmayı ne kadar isterdim.
Ancak o geceye katılan dostlarımı, çocukluk arkadaşlarımı uzaktan izlemek de mutlu etti beni.
Yüreğim İstanbul’da, Cemal Reşat Rey Konser salonundaydı ve orada, onlarla birlikte çarptı.
Yıllardır gazetecilik yapıyorum, 30 yılı aşkın bir zamandır köşe yazıları yazıyorum.
Bu konuda ne kadar yazsam az olur.
Yine bu konuda daha çok yazmaya da gücüm yetmez.
Bilgisayarımın kısa kullanılanlar bölümünde değerli kenttaşım Alaeddin Yavaşça’nın internet sitesi var.
Çok sıkıldığımda o siteyi tıklar, şarkılar bölümüne girer ve siteyi aşağıya alıp, onun sesinden şarkılar dinleyerek hem dinlenirim hem de kendimi iyiye, güzele motive etmeye çalışırım.
*
İyi ki varsın usta…
İyi ki senin doğduğun kentte doğmuşum ve senin yaşadığın dönemde yaşıyorum.
Aman daha sağlıklı ve daha uzun yaşa.
Çünkü sen, salt Kilis’in, İstanbul’un, Türkiye’nin değil dünyanın değerisin.
Saygısızlığın her türlüsünün yaşandığı günümüzde, izin verin size uzaktan da olsa içten ve derin saygılarımı sunayım…
|