Çanakkale zaferinin 96.yıl dönümü tüm yurtta törenlerle kutlandı. Bu törenlerde o zaferin nasıl kazanıldığı, düşmanlarla nasıl mücadele edildiği…
Hatta…
Bu savasın en çok şehit verilen savaşlardan biri olduğu
Metrekareye ne kadar mermi düştüğü anlatıldı.
Elbette bu yaşanılan savaş dünyanın en yıkıcı savaşlarından biridir.
Ülkemiz Çanakkale’de kendisinden kat be kat güçlü dünyanın en büyük emperyalistlerine karşı savaşmış ve zafer kazanmıştır.
Çanakkale Zaferi kelimenin tam anlamıyla ülkemizin tarihine altın harflerle yazılmış bir destandır.
Aslında sadece Çanakkale de değil ülkemizi işgal edenlere karşı verdiğimiz o Ulusal Kurtuluş Savaşımız da bir destandır. Ve bağımsızlığın nasıl kazanılacağını tüm dünyaya göstermiştir.
Bize o gün büyük bir fedakârlıkla savaşarak, canının kanını her şeyini savaş meydanlarında bırakarak bağımsız bir ülke verenlere elbette minnet borçluyuz.
Peki ya sonra
Aslında sonrası da oldukça ilginç
Büyük önderin ölümünün ardından pusuya yatmış düşmanlar özellikle de 1950’ den sonra Marshall planıyla başlayan süreçte ülkemizi adım adım emperyalizmin denetimine sokmuşlardır
Bu gün gelinen noktada ise o günkü koşullarda türlü olanaksızlıklar içinde canımızdan dişimizden elde ettiklerimizle oluşturduğumuz tüm milli kuruluşlarımız
Bankalarımız.
Fabrikalarımız.
Enerjimiz.
Hele o kurtuluş savasını kazanmamızda olağanüstü varlık gösteren telgrafhanelerimizin yerine kurulan haberleşmemiz…
Rafinerilerimiz…
Hatta topraklarımız bile
Üstelik tek bir kursun bile atılmadan yabancıların eline geçmiştir.
O sattığımız ülke kaynaklarını bir harita üzerinde işaretlesek ve hangi ülkeye satmışsak o ülkenin bayrağını da yanına koysak
Sizce nasıl bir görüntü ortaya çıkar
Tam bir işgal görüntüsü değil mi?
Bu gün de ülkemiz kelimenin tam anlamıyla yabancı ekonomilerin işgali altındadır.
Ama bir farkla emperyalistler çok zorda kalmadıkça silahlı yollara başvurmuyorlar. Bu kez sermayeleriyle, şirketleriyle işgal ediyorlar.
Dün silahla başaramadıklarını bu gün ekonomileriyle başarmaktadırlar
Ve çeşitli şekillerde uyutulan toplumumuz da bundan habersiz hala mışıl mışıl uyumaya devam etmektedir.
Bunun için yapılacak şey en basta geçmişin başarısına sığınarak uykuya dalmak değil ülkemizin yabancılara kaptırılan her değerinin bir Çanakkale,
Bir kurtuluş mücadelesi olduğunu düşünerek ülkemizi tekrar Kurtuluş Savası sonrasındaki gibi bir ekonomik seferberlik içine sokmamız gerekmektedir.
Bu gün tartışılan ekonomik krizin çözümü de…
İşsizliğin çözümü de…
Ülkemizin tekrar güçlü bir hale gelebilmesinin de başka bir yolu yoktur.
O halde kendimizi hiç avutmayalım “Ekonomik bağımsızlık olmadan siyasi bağımsızlık olmaz.” M. Kemal ATATÜRK
|