Müttefik güçler diye adlandırılan emperyalist devletlerin Libya’yı denizden ve havadan vurmaları konusunda bize de bir görev verildi.
Nedir bu görev?
Her ne kadar Paris’te toplanan Nato zirvesine davet edilmediysek de üyesi olduğumuz için Nato bizi unutmadı ve bize kendilerini “koruma – kollama” görevi verdi.
Nato üssü olarak da “gavur İzmir” uygun görüldü.
Yani müttefik güçlerin harekat merkezi artık Türkiye.
“Nato’nun Libya’da ne işi var?” van münitinden gelinen noktaya bakın.
Libya sorununu böylece çözdükten(!) sonra, gelelim kargaşa yaşanan öteki ülkelere;
Hani biz zor işleri kolaya çeviren bir ülkeyiz ya!
Komşu ve dost ülke Suriye’de de yönetime karşı çıkışlar başladı.
Askerler, sivillerin üstüne ateş açıyor.
Suriye için de Gaziantep’te bir Nato üssü kurulamaz mı?
Körfez ülkesi Bahreyn’de de sıkıntılar var.
O ülke için de Hakkari’de kurulacak bir Nato üssü gerekmez mi?
Mısır biraz duruldu gibi görüyor ama yine de ne olur ne olmaz diyelim, bu ülke için Antakya’da bir Nato üssü kurulamaz mı?
Tunus için Antalya’da, Cezayir için Mersin’de, Ürdün için Kilis’te Nato üsleri gerekli.
Hatta Japonya’nın yaşadığı doğal felaket için de bir Nato üssü kuralım ama nerede kuralım?
Yemen bize çok uzak.
Arap Yarımadasının en alt ucunda.
Suudi Kralı ile görüşelim, onun da Yemen için bir Nato üssü kurmasını sağlayalım.
Ne de olsa Kral dostumuz.
Bizi kıracağı aklımın ucundan bile geçmiyor.
Bir Nato üssüyle dünya barışına hizmette bulunmak kralın hoşuna bile gidebilir.
xxx
Nato üyesi bir ülkeyiz.
30 yılı aşkın bir süredir, benim cennet ülkemde yaşanan terör olaylarında ne kadar can kaybedildi?
Nato’nun, Nato üyesi ülkelerin kılı kıpırdadı mı?
Üstelik terörün şiddetlenerek tırmanması için ellerinden geleni yapmadılar mı?
Evet, şimdi biz her şeyi çözdük, ne yapıyoruz?
Basılmamış kitap topluyor ve mahkum ediyoruz.
İşimiz başımızdan aşkın.
Bakın bu kadar işimizin arasında bir de dünyaya düzen vermek için Nato üsleri kuruyoruz.
Genel seçimlere hazırlanıyoruz.
Milletvekili seçilebilmek, İktidara gelebilmek için her türlü şaklabanlığı mubah sayıyoruz.
İşimiz zor, hem de çok zor.
|