Bir profesör, bir üniversiteye gittiğinde koruma ordusuyla gezebiliyorsa, gerekli güvenlikler alındıktan sonra konuşmaya başlayabiliyorsa;
Çok vahim…
Önceki unvanı profesör.
Anayasa hukuku profesörü.
Çeşitli üniversitelerde yıllarca hocalık yapmış, öğrenciler yetiştirmiş.
9 yıldan bu yana milletvekili kimliği taşıyor.
Üstelik mecliste Anayasa Komisyonu başkanlığı yapıyor.
TBMM’inde halkın dertlerini, sıkıntılarını, isteklerini dile getirip, yasalar çerçevesinde çözümler üretmesi gereken bir konumda.
Ancak öyle olmuyor.
Anayasa hukuku profesörü milletvekili hoca, hangi üniversiteye konuşmaya gitse tepkiyle karşılanıyor, olaylar çıkıyor.
Öğrenciler onu dinlemiyorlar ve istemiyorlar.
Üstelik bu tavırlarını -yakışıksız olsa da- yumurta atarak ortaya koyuyorlar.
Koruma çemberi içinde o üniversiteye giden milletvekili hoca, yine koruma çemberiyle okuldan ayrılıyor.
Konuşmaya gittiği ancak dinlenmediği ortamı analiz etmeye bile gerek duymadan ve kırk dereden su getirerek suçlular arıyor.
“Yahu bu sevgili öğrencilerimiz neden böyle yapıyor?” diye düşünmeye gerek duymuyor.
Değerli milletvekili hoca, YGS, ÖSYM hakkında tek laf söylemeye kalkışmıyor.
Anayasa hukuku profesörü olan milletvekili hoca, söylediklerinin tümünün doğru olduğu vehmine kapıldığından olsa gerek, sentez yeteneğini yitirmiş görünüyor.
9 yıl öncesine kadar üniversitelerde hocalık yapan, 9 yıldan bu yana da politikanın göbeğinde olan bu anayasa hukuku profesörünün, ÖSM ile ilgili, sancılı YGS ile ilgili ağzını açmaması, hiç bu konulara değinmemesi ilgimi çekti.
Onun içindir ki bugünkü yazımı hocaya ayırdım.
O, duyar ya da duymaz.
Bir milyon 700 bin öğrenci ve bu öğrencilerin aileleri duysa yeter.
O duymasa da olur.
Çünkü o şimdi seçim çalışmalarıyla “iştigal” etmekte.
Yenide seçilerek meclise girebilmek için…
Nerden adaysa, seçim bölgesindeki seçmenlerin bu profesöre hala oy verip vermeyeceklerini merak ediyorum doğrusu.
Sonuç olarak YGS na giren bir milyon 700 bin öğrenci ve bu öğrencilerin ana babaları, ÖSYM’nin başındaki Profesöre mi güvenecek yoksa bu vekil profesöre mi?
Onu da seçmenleri bilir.
Güvenecek kimse kalmadı demeye dilim varmıyor ama ne yazık ki durum bundan ibaret…
Yoksa ben çok karamsar mıyım?
|