Miting alanları, caddeler, sokaklar tam bir ses ve görüntü kirliliği içinde.
Her gün de seçim olmuyor ya!
5 yılda bir bu tür kirliliklere katlanmak boynumuza borç oldu.
Keşke ses ve görüntü kirliliği ile kalınsa…
72 milyon nüfuslu koca bir ülkeyi yönetmek için yarışanların konuşmaları da ayrı bir kirlilik sergiliyor.
Projeler, yapılacaklar anlatılmalıyken, neler konuşuluyor neler.
Bel altı vuruşlar moda oldu.
Konuşmaların öznesini nefret, kaset, kutuplaşma, ayrışma, sizden – bizden, sataşma, aşağılama, küçük görme, sindirme, yalan – dolan, eski politikacılar,
Ben – biz, ben ben ben oluşturuyor.
Bir yerlerde kapkara planlar yapılıyor, projeler üretiliyor ve gündeme taşınarak ortalık karıştırılmak isteniyor.
Kime karşı?
Herkes birbirine karşı…
Kamu görevi yapanlar tabi ki özel yaşamlarında da özenli ve dikkatli olmalıdırlar.
Zamparalık mı yapacaklar?
Dikkatli yapmalılar…
Yalan mı söyleyecekler?
Doğru söylüyormuş gibi numaraya yatacaklar.
Vurgun mu yapacaklar?
Tüyü bitmemiş yetimin hakkını savunma rolü ile yapacaklar yapacaklarını.
Sağ gösterip sol vuracaklar, sol gösterip sağ vuracaklar.
Yani her konuda dikkatli olacaklar.
Aklıma eski politikacılardan bazı isimler geldi.
Örneğin; İmam Hüseyin İncioğlu.
Yıllarca Gaziantep milletvekilliği yaptı.
Araban ovasının neredeyse tamamına sahipti.
Politika yaptığı sürece mallarını satarak yürüttü halka hizmetini.
Örneğin; Zeki İslam.
Gaziantep senatörüydü.
Birkaç köyü ve arazileri vardı.
Politika yaptığı süre içinde bu mallarını elden çıkardı.
Bir örnek de Vanlı birinden verelim; Ferit Melen.
Ferit Melen Maliye Bakanlığı yaptı, Meclis Başkanlığı yaptı, başbakanlık yaptı.
Yani hep tepede görevler üstlendi.
Öldüğünde ise miras olarak 27 yaşında bir araba ve bir de kooperatif evi bıraktı mirasçılarına.
İlk aklıma gelen bu isimler.
Daha birçok isim vardır mutlaka ama bu kadarcıkla yetinelim.
Şimdi bu insanları rahmet ve minnetle anmamak olur mu?
Bir de günümüz politikacılarına bakın.
Ne demek istediğimi anlarsınız.
|