İlkin Kuzey Afrika ülkeleri karıştı.
Cezayir, Tunus, Mısır ve Libya.
Ardından Yemen allak bullak oldu.
Derken Olaylar Güney komşumuz Suriye’ye sıçradı.
“Yaşasın Türkiye” , “Türkler gibi yaşamak istiyoruz” diye haykıran Suriye yurttaşları, sınırı geçip Antakya ilimizin Altınözü ilçesine sığınmaya başladılar.
İlkin l50 – 200 civarında Suriye yurttaşı gelip, Kızılay’ın kurduğu çadırlara yerleşti.
Derken sayı her geçen gün kabarmaya başladı.
Bu yazı yazıldığı sırada, sığınmacı Suriyelinin sayısı 10 bini aşmıştı.
Derken efendim Amerikan’yalı bir film aktristi olan ve Birleşmiş Milletler iyi niyet elçisi olarak unvanlandırılan Angelına Jolıa adındaki bayan, kocası ünlü sinema oyuncusu Biret’i yanına almadan, özel uçağıyla kalkıp Türkiye’ye geldi.
Nasıl geldi?
Özel uçağına bindi geldi.
Özel uçağından indi, özel korumalarının eşliğinde özel aracı ile Antakya ilimizin Altınözü İlçesine gelerek Suriye’den kaçıp Türkiye’ye sığınan “muhacir”lerle tanıştı.
Özel uçağı ile gelirken başka bir özel uçak da gideceği yerde dağıtacağı oyuncakları taşıyordu.
Dünyanın en güzel yıldızı, en güzel kadın, en güzel anne, iyilik meleği zaten 3 yabancı çocuğu evlat edinmiş, üstelik 3 de çocuk doğurmuştu.
Yerli yabancı 400 civarında habercinin izlediği bu gelişte, görüntü alınması engellendi.
(Yerli yabancı 400 gazetecinin izlediği bir olayda görüntü alınması nasıl engellenir, anlamak mümkün değil.)
Dünya iyilik meleği Angel hanım, Suriyeli sığınmacılara Türkiye’de oyuncaklar dağıttıktan sonra, özel korumaları eşliğinde özel aracıyla özel uçağına gidip bindi ve geldiği gibi gitti.
Suriyeli sığınmacıların çocukları çok ama çok mutlu oldular.
Bizim Kızılay Kurumu da Agel bacının geleceği yeri tahmin ederek oraya bir pankart astı; “Hoş geldin Angelıa…”
Bu iyi niyet elçisini gönderenlerin niyetini yakında anlayacağız…
Deprem sonrası Simav’da yaşananlar, bizim yaygın ve saygın medyamıza Agelıa bacımız kadar yansımıyor nedense…
Oysa Simavlılar mayıs ayından bu yana sokaklarda, çadırlarda susuz, elektriksiz yaşıyorlar.
Ne diyelim?
Biz buyuz işte.
Yakın komşularımız ateş içindeyken, bizim de ateş çemberi içinde olduğumuz kimsenin aklına gelmiyor.
Öte yandan Ankara’nın göbeğinde “Mehdinin evrensel bildirgesi” diye bas bas bağırarak bildiri dağıtan garip bir adamın, ağzı kapatılarak gözaltına alınması da magazin haberi olup çıkıverdi.
Bir de çelişki verelim; Uluslar arası Türkçe Olimpiyatları açılışında bir konuşmacı, konuşmasına aynen şöyle başladı; “Kıymetli misafirler, değerli konuklar…”
Adam, Uluslar arası Türkçe Olimpiyatlarında konuştuğunun farkında bile değil.
|