Yargı sancılı.
Asker içerde.
Memur arabasını değiştirme derdinde.
İşçi sendikası ile kavgalı.
Yoldaş yolunu yitirmiş.
Yandaş keyif içinde.
Ha bir kurum daha var ki vay başına…
O da Yüksek Seçim Kurulu.
Kısa adıyla Ye Se Ka…
Hapisteyken ve hakkında henüz suçlu mu suçsuz mu bir karar vermemişken, adam seçilip milletvekili olmuş.
Yani Ye Se Ka ya göre sap samana, toz dumana karışmış.
Aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık.
N’olacak şimdi?
Kararı bir yana koyalım, milletvekili seçilenlerin durumu N’olacak?
Ye Se Ka oturacak, düşünecek, tartışacak, bir karar verecek.
Boşa koyacak dolduramayacak.
Doluya koyacak aldıramayacak.
Ancak sonuçta kararsız kalamayacak ve bir perdede karar kılacak.
Bu arada birileri kızacak, birileri pek memnun olmayacak belki ama birileri de haddinden çok memnuniyet içinde olacak ama belli etmemeye çalışacak.
Şimdi konumuz şöyle;
Kimse kimseyi tehdit edemez.
Benden başka.
Kimse kimseyi azarlayamaz.
Benden başka.
Kimse kimseye sövemez.
Benden başka.
Kimse kimseyi dövemez.
Benden başka.
Kimse bazı umutlara kapılamaz.
Benden başka…
Eeee, n’olacak bu 72 milyonun hali?
xxx
Angel ablamız Birleşmiş Milletlerin iyi niyet elçisi olarak kalkıp Hatay’lara kadar gelmiş.
Suriyeli sığınmacı çocukların yanağını okşamış, onlara oyuncaklar dağıtmış.
Beşar Esat abimiz bunları görmüyor mu?
Artık o da kendine ve Suriye’sine bir çekidüzen verir.
O vermezse verecekler vardır.
Yine de bize dokunmayan yılan bin yaşasın diye teselli olalım canım.
O yılanın asıl amacının biz olduğunu aklımızın köşesinden bile geçirmemize gerek yok.
Çünkü ezeli ve ebedi dostlarımız, müttefiklerimiz var nasıl olsa…
Onlar bizi yılandan da yılanın dokunmasından da korurlar.
Dokunmak gerekirse de kendileri dokunurlar.
Allah’a emanet olun…
|