Aslına bakarsanız durum son derece vahim… İçinde bulunduğumuz coğrafyaya biraz dikkatle baktığınızda görülebilecek manzara öyle ki gerçekten dikkate falan da gerek yok…
Kör gözüm parmağına dercesine gözümüze gözümüze girmekte, ama her nedense bazıları ısrarla bunu görmekten kaçınmaktadırlar.
Ülkemizin de bir parçası, belki de çok parçası olduğu bölgedeki olaylara bakıldığında yanı başımızda, son günlerde demiyorum ama son yıllarda haritaların birbiri ardına değiştirildiğini… Ya da değiştirilme çalışmalarının sürdürüldüğüne tanık olmaktayız.
Bunun ilk adımı bundan yaklaşık 20 yıl önce Irak’tı sonra bundan kısa bir süre öncesinde Mısır, Tunus, Yemen, Libya ve son olarak ta Suriye’de benzeri çalışmalar son hızla sürdürülmektedir. Bunun ilk işareti bundan yıllar önce ABD yetkilileri tarafından çok önceden verilmişti. Artık neredeyse herkes tarafından ezberlenen söze göre”22 ülkenin haritası” değiştirilecekti.
Şu ana kadar değiştirilenlerin sayısı kaç oldu bilmiyorum ama hala değiştirilme çabalarının son hızla sürdürüldüğü de bir gerçek…
Bu arada dikkat çekici olan…
Yanı başımızda yaşananlara karşı ülkemiz insanlarının ya da adına STÖ denilen örgütlerin kayıtsızlığı…
İnanın o derece ki bu değişimlerin sonunda bizim de haritamızın değişeceğini bugünden öngörmek kehanet falan değil, bizimkisi tamamen görünen köy anlamında yaşanmaktadır. Ama buna rağmen inatla görmezlikten gelinmesi, insanın aklına ister istemez bu örgütlerin, STÖ’lerin, AB ve Soros vakıflarıyla aynı sudan içip içmedikleri sorusunu getirmesidir.
Hani bizim büyük medyamızda da sıklıkla büyük puntolarla verdikleri o Suriye’deki ayaklanmacılar var ya…
Tüm dünyaya daha öncekiler gibi “demokrasi” havarileri olarak tanıtılmaya çalışılan… İşte bu “demokrasi” güçlerini kim destekliyor biliyor musunuz?
ABD Onun ardından da başta İngiltere olmak üzere bilumum AB…
Daha önce nasıl Irak’ta, Mısır’da Yemen’de destek olmuşlarsa burada da inanın aynısı yaşanmaktadır.
Bu uğurda korkunç miktarda paralar dağıtılmakta…
Dahası; silah, cephane, mühimmat yönünden de eksiklikleri giderilmeye çalışılmaktadır. Kaldı ki o muhaliflere yapılan yardım konusu Wikileaks belgelerine bile girmiş ve ABD’nin saygın gazetelerinde bile yayınlanmıştır…
İşte bu “demokrasi” olaylarından çok önce, muhaliflere dağıtılan miktar tamı tamına 6 milyon dolardı. Varın siz Türk parası olarak ne kadar tutar hesap edin…
Sonra da hangi demokratik adım için harcandığını birazcık tartışın…
Yani diyeceğim…
Eğer adamlar size destek olmak için para veriyorlarsa, inanın bir süre sonra emir de vermeğe başlayacaklardır, Konu şu…
Hemen hemen tüm ülkelerde uygulananlar birbirinin aynısı, önce para verilerek ülkede muhalefet örgütleniyor, sonrasında da demokrasi adına onların çerçevelerini genişletebilmeleri için baskı yapılıyor…
Sonra bir gün birileri düğmeye basıyor ve olayları başlatıyor…
Irak uçuşa yasak bölge ilan edilmesinden sonra bölündü, aynısı Libya’ya uygulanıyor ve son günlerde alınan bilgilere göre de Suriye için aynı konu tartışılıyor…
Yani diyeceğim Suriye bölünürse Türkiye’nin bölünme tehlikesi her zamankinden daha da yüksek olur…
Ama ya Suriye kazanırsa, bilin ki Türkiye’ de kazanır.
|