Milletvekili olmak özellikle bizim gibi ülkelerde birçok insanın ilgisini çekmektedir. Kısa sürede emeklilik hakkı kazanmak…
Ülkenin durumuna göre oldukça dolgun bir maaş almak…
Ve sakıncalı durumlar ortaya çıktığında dokunulmazlık gibi bir zırha bürünmek bu işi oldukça cazip kılmaktadır.
Bakın bu konuyu tartışırken asla şöyle bir ifade kullanmadım: Ülkenin çıkarlarını en iyi derecede savunmak, ülkenin geleceği konusunda Hatta içine düştüğü tehlikeler konusunda fikirlerini söylemek gibi toplumu uyarmak ve az önce belirttiğim olanakları bunun için kullanmak…
Aslında milletvekillerinin ne kadar önerge verdikleri, hangi gündemle ilgili olarak neler konuştuklarının bir dökümü yapılsa, belki bu konu daha bir açıklığa kavuşur ama şimdilik konumuz bu değil.
Konumuz seçilen bazı milletvekillerinin vekilliklerini yapamamaları, yoksa seçimler esas olarak alınırsa bu kişiler milletvekilliğini kazanmışlardır. Bu konuda en küçük bir yorum olamaz. Hani konu gündeme gelince onlar meclise girerdi giremezdi gibi tartışmalar yapılıyor ya bakınca bu konu ortaçağ Avrupa’sında yaşanan “atın agzndaki diş sayısının tartışılmasına” benzemektedir…
O yıllarda da bu çok önemli konu yıllar boyu tartışılıp durmuş nedense kimsenin aklına da… Atın ağzını açıp dişlerini saymak gibi bir şey gelmemiş…
Ama bu öyle az buz tartışılan bir konu değil çok uzun süre tartışılmış.
Şimdi bu milletvekilliği konusunda da aynı durum söz konusu…
Konuyla ilgili olarak herkes bir şey söylüyor…
Söylüyor da peki hukuk ne diyor, ona aldıran yok ve hukukta bir kişi için geçerli olan kurallar herkes için geçerlidir. Kişiye göre hukuk tanımlanamaz.
Onun için söylüyorum bu konudaki tek ölçü mevcut yasalardır, yoksa kişilerin mevcut bakış açılarına göre yorumlanamaz.
Bu nedenle konuyla ilgili ilk danışacağımız yasa, yasaların en önemlisi Anayasa olmakta ama Anayasa sadece 67. maddede konuya değinmekte haliyle konuyla ilgili ayrıntıları yasalara bırakmaktadır.
Dolayısıyla bu konudaki danışabileceğimiz yasa “Milletvekili Seçimi Kanunu”dur bu kanun hiçbir yoruma yer bırakmayacak şekilde seçilme yeterliliklerini açıklamaktadır.
İlgili kanunun 11.maddesi bu konuya ilişkindir.
Ve maddeye göre “ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar, yükümlü olduğu askerlik hizmetini yapmamış olanlar,kamu hizmetinden yasaklanmış olanlar,taksirli suçlar hariç,toplam bir yıl veya daha fazla hapis veya süresi ne olursa olsun ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar milletvekili seçilemezler denilmektedir.”
Onun dışındakiler için başka hiç bir hüküm bulunmamaktadır.
Bu maddeler arasında geçen kısıtlılık konusu da kafanızı karıştırmasın konuyla ilgili yeterli açıklama zaten Türk Medeni Kanunu’nun 405,406,407.408.maddelerinde bulunmaktadır…
Yani sonuç olarak bir kişinin milletvekili seçilememesi için en az bir yıl hüküm giymesi gerekmektedir ve konuya ilişkin tüm açıklamalarda tutuklu olmak gibi bir seçenek yer almamaktadır.
Dolayısıyla ya bugüne kadar hüküm verecektiniz ya da meclise sokacaksınız ortası yok…
|