Meclisteki yemin polemiği biter bitmez gözler bu kez ilan edilen özerkliğe çevrildi.
Gerçi medyada yemin konusu kadar yer almadı ya olsun, ama burada önemli olan işin özerkliğe kadar gelmesi…
Bundan sonra sırada hangi gelişmelerin yer alabileceği sanıyorum alınan bu kadar mesafeden sonra, çok kolayca tahmin edilebilecektir.
Zaten başlangıcından bu güne kadar alınan yol…
Ya da geçirilen aşamalar dikkate alındığında hani derler ya “perşembenin gelişi…” İşte aynen öyle…
Bu iş ilk olarak ikiz yasaların mecliste kabul edilmesiyle başladı desek sanıyorum yanlış olmaz.
Bu güne kadar hiçbir cumhuriyet hükümetinin imzalamaya cesaret edemediği anlaşma 2003 yılında birden bire imzalanıverdi.
Sonra onu ABD ile imzalanan hani 2 sayfa 9 madde olarak kamuoyunca tanımlanan anlaşma izledi. Ardından toplumu tanımlarken 36 ayrı kimlik vurgusu gündeme damgasını vurdu…
Artık millet olduğumuzu söylemekten ısrarla kaçınıldı…
Hatta yöneticilerimiz, milletle beraber Türk sözünü de söylemekten uzak durdular…
Belki hatırlarsınız Türk sözünden o kadar korkuldu ki…
Büyük Atatürk’ün “Ne mutlu Türk’üm diyene.” sözü bile dağlardan taşlardan silinmeye çalışıldı. Gerçi her ne kadar dağlardan taşlardan silinmeye çalışılsa da beyinlerden silinebildi mi?
Hala milli kimliğimiz üzerine oyunlar oynandığına bakılırsa, hayır…
Yoksa ne demeye bu kadar uğraşılsın ki…
Sonrasında Kürt milleti yaratmak gibi bir misyon vardı ve TRT 6 bu görevi yerine getirmek üzere kurulmuştu.
Bu arada… Özellikle ulus devlet konusunda duyarlı, üniter yapının savunucusu olan kişiler, asker, sivil ayrımı gözetilmeksizin içeri atıldı.
Zaten amaç birçok kez açılımı geçekleştirenlerce de ifade edildiği gibi özerkliğe daha doğrusu bağımsız devlete giden yolun taşlardan temizlenmesiydi…
Ve onun gereği yapıldı…
Bu gün, özerklik konusunun gündemde olduğu koşullarda bile sahi; konu yeterince tartışılıyor mu?
Aslında diğer önemli konularda olduğu gibi özellikle büyük medya tarafından bu konu da gözlerden ustalıkla gizlenmektedir.
Şimdi bu arada kısaca hatırlatmakta yarar var özellikle süreci anlama bakımından, biliyorsunuz seçim döneminde iki konu ön plana çıkmıştı biri…
YSK tarafından Kürtçe propagandaya izin…
Bir diğeri de…
RTÜK tarafından yine o dönemde çeşitli tartışma programlarında kullanılan özerklik ve Kürdistan kelimeleriyle ilgi açıklama…
Yani gündeme geldikçe gerekli adımlar atılmaktadır.
İşte bu nedenle sırada özerklik bulunmaktadır. Elbette bunun gündeme getirilmesinin zamanlaması da ilginç…
13 askerimizin şehit olduğu ve üstelik ABD Dışişleri Bakanı’nın ülkemizde bulunduğu sırada gerçekleşiyor.
Ne diyorlardı özerkliği açıklarken, uluslararası güçlerden tanınma bekliyoruz…
Peki, tanındı diyelim sonuç…
Sonucu şu, hani basında da çıktı Irak’ta bir bayrak grubu toplanıyor.4 parçalı bir Kürdistan bayrağı…
Yani böyle devam ederse güneydoğu gitti gider…
Benden söylemesi…
|