İşsizlik maaşının arttırılması düşünülüyormuş.
Sevinmedim desem yalan olur.
1256 lira işsizlik maaşı alacakların adına sevindim.
Ancaaaak memur emeklisi, işçi emeklisi, bağkur emeklisi adına üzüldüm.
Sen yıllarca çalış, didin, sonunda emekli ol.
“Eh artık rahat edebileceğim” diye de avun.
Ama aldığın emekli maaşıyla geçinemediğin için yeniden iş peşinde koştur.
Hele de bağkurluysan ve emekli olduğun halde kendine güvenip yaptığın işi sürdürürsen, emekli maaşının % bilmem kaçı da geri kesilir.
“Arkadaş, ben emekli oldum ama kahveye gitmeyeceğim, işimi sürdüreceğim. Üstelik vergimi de vereceğim” desen de boş.
Emekli maaşından kesinti yapılmasına ferman çıkmıştır bir kere.
Asgari ücretin neti 800 lira bile değilken, kalkıp işsizlik maaşı olarak 1256 lira vermenin yollarını arar, planlamalarını yaparsan ve asgari ücretliden, memur, işçi, bağkur emeklisinden tık çıkmazsa, doğru yapıyorsun demektir.
Hani “Allah kimseyi işsiz bırakmasın” diye bir temenni var ya!
İşte bu dileğin tam tersi olacak bundan geru…
Asgari ücretle çalışanından tutun birçok çalışan “Allah beni işsiz bıraksın da işsizlik maaşı bağlansın” diye dua etmeye başlayacaktır.
Bu işsizlik maaşının 1256 lira olmasının bir ölçüsü konur mutlaka.
Yoksa boşta gezer çoğalır, 1256 lira işsizlik maaşı alabilmek için herkes işsiz kalmayı göze alır.
Hani “bir günün beyliği beylik” diye bir de özdeyişimiz var ya!.
Asgari ücrete her yıl sembolik zamlar yapan, emeklisinin halini düşünmeyen,
Emekliye verdiği 3 – 4 puanla da her fırsatta övünen anlayışın, işsiz kalana 1256 lira işsizlik maaşı verme çalışmasını ben anlayamıyorum.
Peki, bu ayak ne ayaktır?
Efendim Gaziantep’te bu işe “canını seviym ayağı” derler.
Gaz desem, gaz değil.
Motivasyon desem, işsiz kalanlar böyle motive edilmez.
İş mi yok da işsizlik maaşı veriyorsun desem, devletimin büyükleri her konuşmalarında ülkeyi güllük gülistanlık, bu ülkede yaşayanları da gül bahçesinde gezen insanlar gibi göstermeye çalışıyorlar.
Ramazan ayında iftar çadırları neden kuruluyor?
Birlik ve beraberlik içinde oruç açmak için mi?
Hayır.
İşsizliğin kol gezdiği ülkede, evine ekmek götüremeyenleri, bari şu mübarek ayda hoşnut edelim diye kandırmaca bir düşünce değil mi?
Ya da övünerek anlattığımız aş evleri neyin nesi?
Yaşlısı genci bir iki kap yemek alabilmek için aş evlerine geldiklerinde tanınmamak için biçimden biçime giriyorlar.
Eh artık böyle manzaralar ortadan kalkacak hamdolsun.
Çünkü işsizlik maaşı geliyor.
Hem de asgari ücretten çok yüksek.
Hem de işçi emeklisinin, bağkur emeklisinin aldığı emekli maaşının neredeyse iki katı.
Bu memlekette işsiz olmak varmış anasını satayım…
|