Dünya kaynıyor.
Dünyanın ağası Amerika, bu kaynamanın neresinde?
Yoksa şöyle mi sormalıyız?
Dünyanın ağası Amerika bu “kaynatmanın” neresinde?
Ağa Obama, Suriye’nin başkanı Esat’a “çekil” diyor.
Çekilmezse ne olacak?
Belki kendisi doğrudan müdahale etmeyecek ama ezeli ve ebedi dostlarından, müttefiklerinden birilerine “şu Esat’ın kulağını biraz çekiverin” diyecek.
Kulak çekmeye en uygun dost ve müttefik ise, Suriye’ye en uzun sınırı olan Türkiye olabilir mi?
Neden olmasın?
Bizim uçaklar havalanmışken, bir ikisi de Şam - ı şerifin üstünden uçsa hem kıyamet kopmaz hem de ezeli ve ebedi dostumuz ve müttefikimizi sevindirmiş oluruz.
Bu vesile ile dostluğumuz daha da pekişmiş olmaz mı?
Şimdi Suriye’nin lideri Esat da Obama’ya “çekil” dese ne olur?
Bırakın Esat’ın çekil demesini, açlıktan kırılan Somali’nin lideri Şeyh Şerif Ahmet, Obama’ya, “yahu sen ne biçim ağasın? Benim halkım açlıktan kırılıyor, senin umurunda bile değil. Üstelik sen de bizden değil misin? Sağa sola caka atacağına sen çekil” deseeeee…
Hani diyemez de, “dese” dedik.
Adamların açlıktan sesi bile çıkmıyor.
Dünyanın ağasına nasıl “çekil” diye haykırsın.
Bu “çekil” lafı bizim politik tarihimizde de var;
Şimdi adlarını anımsayamadığım iki politikacı arasında geçiyor.
Mecliste biri ötekine “çekil” diyor.
Yani bulunduğun görevden çekil demek istiyor.
Öteki pişkin, “çekildim, 90 okka geldim” diye yanıt veriyor.
İşte bu “çekil” söylemi günümüzün modası olduğu sanılmasın.
Bu söylem eskiden de vardı.
Dünya ağası Amerika, İngiltere, Fransa ve ağaya yaranmak isteyen yalaka takımı Esat’ın görevi bırakıp çekilmesinden yana.
Ki yerine koyacakları adam hazır olmaza bu kadar üstüne gitmezler.
Düne kadar karşılıklı akşam yemeklerine, sabah kahvaltılarına çoluk – çocuk gidip geldiğimiz Esat’ın çekilmesini biz de istiyoruz.
Eski dostluktan eser kalmadı.
Peki, Esat’ın çekilmesini biz neden istiyoruz?
Ağamız öyle istiyor da ondan.
Ben Esat’ın yerinde olsam –ki iyi ki değilim – “çekil” diyenlere hışımla döner, “benim iç işlerime karışmayın, siz nasıl teröristlerin üstüne gidiyorsanız, ben de ülkemi sizin kışkırtmalarınızla karıştırmak isteyenlerin üstüne gidiyorum.
Çekilmek gerekiyorsa önce siz çekilin” derim.
Tabi bu ince diplomasiyi bilemediğim için ben de havanda su dövüyorum işte.
Artık uygulamadaki diplomasinin ince mi kalın mı olduğuna da siz karar verin…
|