Üfürükçülük, muskacılık, göbek yazıcılık eskiden geçerli ve getirisi bol olan birer meslek(!) dalıydı.
Şimdilerde de geçerli mi bilmiyorum.
Bu arada çağdaş üfürükçüler türedi…
Alın size iki örnek;
Biri Kanada’dan öteki İsveç’ten.
Birinin adı Tuncay ötekinin adı Abdulkadir.
Bu iki üfürükçüyü osuruktan tayyareye bindirip göndermişler ve “bizden sinyal alınca üfürmeye başlayın” demişler.
Bunlarda üfürdükçe üfürmüşler.
Onlar üfürdükçe benim cennet ülkem karışmış, benim cennet ülkem karıştıkça onlar üfürmüşler.
Üfürükçü bu iki palyaçonun üfürdüklerini dikkate alanlar, 90 lı yıllarda faili meçhul kalan cinayetlere kafalarını bile yormamışlar.
Benim cennet ülkem karıştıkça karışmış.
xxx
Demokratım diyenlere demokrasi dersi vermek halka düşer.
Eğer benim cevval halkım bu sahte demokratlara, sandıkla demokrasi dersi vermezlerse, bir adım daha geriye gidilir.
Bu dersin ilk aşaması önümüzdeki yerel seçimlerdir.
Yerel seçimlerde sandıkla demokrasinin ne demek oluğu, demokrat geçinenlere anlatılmalıdır.
Ülkem karanlık bir tünelden geçmektedir.
Tünelin ucunda her zaman bir ışık görünür.
Sandıkta demokrasi dersi verilemezse bu ışık biraz daha uzaklaşır.
Demokrasilerde en iyi öğretmen halktır.
Bu en iyi öğretmen diye bildiğimiz halk, bu kez de demokrasi dersi veremezse, pek de uzun olmayan bir süre içinde öğretmenlik diplomasının elinden alınacağı da gün gibi ortadadır.
Öğretmenlik diplomasının elinden alındığı da idam fermanı gibi yüzüne okunacaktır.
Benim cennet ülkemde yaşayan güzel insanların, bu cennet ülkede demokrasinin ırzına geçildiğini anladıkları gün çok şey değişecektir.
Önümüzde bir yerel seçim var…
Bu yerel seçimden çıkacak sonuç, ya çok güzel oluşumlara neden olacak ya da yukarda değindiğim gibi tünelin ucundaki ışık daha da uzaklaşacaktır.
Üfürükçülere değer verenlerin oyununun bozmak, benim güzel halkıma düşmektedir.
|