Ortadoğu ile Kuzey Afrika ülkelerinde bir gerginlik var.
Ortalık kaynıyor.
Ülke yöneticileri olarak düne kadar dost olduğumuz bu gerginlik yaşanan ülkelerin yöneticileri ile bugün düşmanız.
Egemen güçler, bölgede gerginliği arttırmak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Biz de bu hegemonyanın dümen suyunda yüzmeye çalışıyoruz.
En küçük bir fısıltının bile dinlendiği, işimize geldiğinde manşetlere çektiğimiz, işimize gelmiyorsa ya da birilerini kızdıracağımızı düşünüyorsak görmezden, duymazdan geldiğimiz olaylar yaşanıyor.
Hadi bu konuda bir senaryo da biz yazalım;
Mesela, PKK sorununu çözmek için ana muhalefet partisi CHP’nin lideri, yardımcılarından birini görevlendirip, yurt dışında görüşme ortamı yaratsaydı.
Veya öteki muhalefet partisi MHP’nin lideri partinin üst düzet yöneticilerinden birini aynı amaçla Avrupa’ya, birileriyle görüşmeye gönderseydi…
Kıyametler kopmaz mıydı?
Manşet üstüne manşet atılmaz mıydı?
Partilerin içi kaynamaz mıydı?
Parti tabanından tavana hesaplar sorulmaz mıydı?
“İstifa” çığlıkları atılmaz mıydı?
Konu televizyon bülbülleri tarafından günlerce işlenmez miydi?
Bu partilerin de amacı yıllardır süren terör olaylarının bitmesine yönelik bir çalışma olmasına karşın, iktidar partisi ve yandaşları tarafından aforoz edilmezler miydi?
Terör örgütü yöneticileri ile iyi niyetle ve terörün bitmesi konusunda görüşmeler yaptıkları ortaya çıkan partiler, sahne – i siyasetten silinmezler miydi?
Evet, bu sorularımın hepsine “doğru, bunların tümü yapılırdı” diyebilir miyiz?
Galiba diyebiliriz…
Peki, yöneticilerin talimatıyla ve “hükümet görüşmez, devlet görüşür” mantığından hareket ederek, iktidarın görüştüğü ortaya çıkarsa ne olur?
Hiçbir şey olmaz…
Oldu mu?
Olmadı.
Herkes birbirine sahip çıktı.
Ortalık “adam harcamam” söylemleriyle yatıştırılmadı mı?
Yani, “ben yaparsam doğru, aynısını sen yaparsan yanlış” politikası.
Bakın “bu iddiayı ortaya atanlar ispat edemezlerse şerefsizdir” noktasından nerelere geldik?
Bu konuda ne söylesek, ne yazsak boş.
Neden?
Kervan, egemen hegemonyasının tezgahladığı gibi sahneleniyor da ondan.
Bu konuda yanılmış olmayı o kadar isterim ki…
|