Bugün yine bir şey yazamayacağım.
Neden mi?
Anlatayım;
Terör tırmanmış.
Her gün öldürülen gencecik askerler polisler var.
Siviller, kadınlar, çocuklar da cabası…
Eğitim askerleri öğretmenler kaçırılıyor.
Haber yok.
Yollara mayın döşeniyor, kimsenin umurunda değil.
Ancak mayın patlayıp can alınca haberimiz oluyor.
Bugün bir şey yazmayacağım dedim ya!
Bakın, yine yazıyorum.
Başlayınca yazı biter mi?
Fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezinde tedavi gören İbrahim Tatlıses, “şok” bir evlilikle dünya evine bilmem kaçıncı kez girmiş.
Bu evlilik tüm ülkeyi şaşırtmış.
Nasıl şaşırtmışsa…
Sanki ülkede insanları şaşırtan bir şey yaşanmıyor.
Ben de şaşırıp kaldığımdan dolayı ve bu şaşkınlığımın bir süre daha devam edeceğini bildiğimden, kısa da olsa bir süre yazılar yazamayacağım.
Başbakanın neye, nelere köpürdüğünü anlayamadığım için yazamayacağım.
Bunca gencecik canın neden öldüğünü, öldürüldüğünü bilemediğim için yazamayacağım.
Ortadoğu’nun ve İslam ülkelerinin nasıl lideri olduğumuzu çözemediğim için yazamayacağım.
Ve benim bu tür basit olaylara şaşkınlığım daha ne kadar sürer bilemediğim için yazamayacağım.
Yakında yine yazmaya başlayacağım da dilerim ve umarım çelişkilerin, duyarsızlıkların, yalakalıkların, yandaşlığın yaşanmadığı bir ortamda, daha güzel, daha olumlu, daha pozitif yazılar yazarım.
Kısa bir süre için izin istiyorum.
Yaz bitti, kışa giriyoruz, ben de Gaziantep’e dönme hazırlıklarına başladım da…
xxx
İki üzücü haberi de buradan paylaşmadan geçemeyeceğim;
İyi bir eğitimci olduğunu bildiğim, Kilis Lisesi’nin değerli müdürlerinden, eğitim ordusunun özverili neferlerinden emekli eğitimci Muhsin Gökalp ile aydın bir eğitimci olan, sevgili sınıf arkadaşım Necmettin Kiremitçi’nin ölüm haberlerini duymak, Gaziantep’ten uzakta da olsam sarstı beni.
Cenazelerine katılamadığım için de ayrıca rahatsızlık duydum.
Yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Işıklar içinde yatsınlar.
|