Bugünkü yazımı kitaplara ayırdım.
Okuyanı kıt bir toplumda kitap yazmak, yayınlamak ve okura ulaşmak kolay olmasa gerek.
Her şeye karşın bu zoru başaranların bir kaçından söz edeceğim bugün;
Bir süre önce Gaziantep Üniversitesi Genel Sekreterliği görevinden ayrılan değerli dostum Gonca Tokuz, iki güzel araştırma kitabını armağan etti bana.
Biri, “Tanburi Necdet Yaşar (Anılar – Dostlar)” adını verdiği kitabı.
Tokuz, Necdet Yaşar’ı, Nizip’te doğduğu evden almış, günümüze kadar getirmiş. Sanatçının yaşamını anlattığı kitabının sonuna, onunla yaptığı bir söyleşiyi ve arka kapak içine de sanatçının çaldığı parçalardan oluşan bir cd sini eklemiş.
Tutarlı ve kalıcı bir çalışma.
Öteki kitabı, “Dolmalar Ve Köfteler Şehri Halep”
Bu kitap, Gonca Tokuz’un yemekle ilgili yazdığı ilk kitabı değil. Yanılmıyorsam aynı içerikte 2 kitap daha yayınlamıştı.
Bu kitabın oluşması için defalarca Halep’e gidip gelen Tokuz, uzun ve titiz bir çalışma sonucu, güzel bir eser sunmuş okurlara.
Kitabında yemek kültürünü harmanlamış, çeşitli yemekler için gerekli olan malzemeleri ve yapılış tariflerini vermiş.
Eline, emeğine sağlık.
Gazeteci Halil Zor, yayınladığı ilk kitabına “Özgürlüğü Ararken” adını vermiş.
Önsözünde “kitabı yazmaktan amacım anılarımı yazmak değil” demiş ama çoğunlukla 12 eylül darbe döneminden anılarını yazmış.
Zor, Gaziantep’te basının yakın tarihini yazsa belki daha yerinde olurdu. Hiç olmazsa, basının günümüzde geldiği durumun nedenlerini anlamış olurduk.
Geçtiğimiz hafta sonu 5 şair ile 1 yazarın imza günü vardı.
Bülent Ağcabay’ın kitabı “Kırkayak” 3. baskısını yapmış. İlk baskısından bir tane bana armağan ettiği için almadım ama Bülent’i kutlamak gerek.
Gaziantep’te kitap yazıp 3. baskıyı yapmak, büyük bir başarıdır diye düşünüyorum.
Genç şair Muammer Karadeniz’in “Huzur Teknesi” adlı şiir kitabının yayınlandığını tatildeyken duymuştum. Bir sosyal paylaşım sitesinde kendisini kutladım da.
Karadeniz, Valilik Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü. Onu tanıyordum ama şair yanını bilmiyordum.
Vahittin Bozgeyik adına 2.si düzenlenen ve benim de seçici kurul üyesi olduğum şiir yarışmasına katılınca şiir yazdığını öğrendim. O yarışmaya katıldığı şiiri derece almıştı.
Muammer Karadeniz’in “Huzur Teknesi”nde 80 şiir yer alıyor. Duygu dolu şiirler. 18. sayfada “Balık Aklı” adını verdiği şiire şöyle başlamış Karadeniz;
“Kırık çanak – çömlekten evlerim / İncilerim, mercanlarım, dostlarım / Batık gemilerden sarayım var.”
Ne güzel bir betimleme değil mi?
Mehmet Türkan’ın yeni şiir kitabının adı “Şiir Ola”
Kitabın adı bile şiirce.
65 şiirden oluşan yeni kitabına, “Tut Ki Mavi” adlı bir önceki kitabından da şiir almış.
30. Sayfada “Kan Vardı Gecelerde” adlı şiirine şöyle başlamış Türkan;
“Güneşe yürüdük biz / ısı / ışık diyerek / üşüdük / üşütüldük / Buz kesti ellerimiz / Isı vermesin diye / Kaç güneş öldürüldü”
Çok güneş öldürüldü Mehmet Türkan, çok güneş…
Bir kitap da emekli eğitimci Yıldırım Katrancı’dan; “Bergüzar”
88 şiirden oluşan kitabın 58. sayfasındaki “Gerek Kalmadı” adlı şiirinin ilk dörtlüğü şöyle; “Ben cezamı zaten buldum / Hakime gerek kalmadı / Sen efendi ben de kuldum / Seçime gerek kalmadı”
Ne diyeyim? Diline sağlık Katrancı.
Pınar Atay’ın “Kasım Düşü” adlı kitabında 108 şiiri var. 82. sayfadaki “Kalmayı Yaz” başlıklı şiirine şöyle başlıyor Atay; “Bir de kalmayı yaz be şair / Kalıp da sevmeyi”
İnsanlar sevmeyi unutmuşsa şair ne yapsın?
Öner Çağlar genç bir sanatçı. Resimle, heykelle, şiirle düşüp kalkıyor.
Bu sanat dallarından birine daha ağırlık verse diyorum, çünkü odaklanır ve daha başarılı olur.
Çağlar’ın şiir kitabının adı “Kayıp Yüklem”
Kitap 117 şiir ve 19 başlıksız sözcüklerden oluşmuş.
82. sayfadaki “Öğrencilerim İşçi Benim” şiirinin ilk dörtlüğü şöyle; “Öğrencilerim işçi benim /Gündüz çırak, kalfa, hamal / Geceleri uykulu gözleri / Yarım kaldı ödevler”
Emeklerine, ellerine sağlık.
Tümüne başarılar diliyorum.
|