Bugün haftanın son günü.
Herkes cuma namazına gidecek ve cennete girebilmek için Allah’a yalvaracak.
Oysa insanları dua etmeye bile bırakmıyorlar.
Hadi konumuza girelim ve anlatmaya başlayalım;
Başbakan, tam da dünyada en iyi Müslümanlar sıralamasında 3. seçildiği sırada, bir “kolon” ameliyatı geçirdi.
Tıp dilinde “kolon” deniyor da biz bunun kalın barsak ameliyatı olduğunu, bazı tıp doktoru dostlarımızdan sorarak öğrendik. Yoksa kolunun ne demk olduğunu nereden bilecektik.
Başbakanımız başarılı bir operasyondan sonra “salah ile” taburcu edilip, dinlenmek için evine gönderilmişti ki; dangalak bir Libya’lı genç, Suriye plakalı bir araçla İstanbul’a gelip pompalı tüfekle Topkapı Sarayı’nın önüne gelip sağa sola ateş etmeye başladı.
Tüm televizyon kanalları Topkapı Sarayı’na kilitlendi.
Libya’dan geldiği sonradan anlaşılan bir terörist, “bab – ı humayun kapısı” önünde önce tekbir getirmiş, sonra da silahını ateşlemeye başlamıştı.
Haberler öyle diyordu.
Çatışma sürerken radyolarımız, televizyonlarımız ve gazetelerimizin internet siteleri, haberi yurdumun insanlarına “ azzsssonra” diye duyurmaya başladılar.
İşte o “azzzsssonra”dan az sonra, “Libya’lı saldırgan Topkapı Sarayını bastı” diye haber yapanlar, 1975 doğumlu Libya’lı saldırganın “ölü olarak ele geçirildi” ğini duyurdular.
Derin bir ooohhh çektik.
İçimiz rahatladı.
Yoksa adam Libya’dan gelip memleketimi yıkacaktı(!)
Gerçi Libya’lı saldırgan, 2 kişiyi yaralamıştı ama iş yine de ucuz atlatılmış, Libya’lı saldırgan, “ölü olarak” ele geçirilmişti.
Oysa onlarca polis, Libya’nın Bingazi kentinden geldiği belirlenen, Allahuekber diye bağıran “Libya’lı saldırganı” yakalar ve sorgular diye düşünüyorduk.
Olmadı.
Sorgulanamadı.
Öldürüldü.
Keşke öldürülmeden yakalanıp sorgulanabilseydi…
Türkiye’ye neden gelmişti?
Niçin böyle bir eyleme girişmişti?
Hepsi belirsizliğe bürünüp gidiverdi.
Şimdi konu ile ilgili hiçbir şey bilmiyoruz.
Bitti mi?
Hayır, bitmedi…
Bu olaylar olurken, ameliyattan çıkıp evine gönderilen başbakanın evinin önünde bir ambulans helikopter bekletiliyordu.
Cumhurbaşkanı Gül ve bazı bakanlar, başbakanın sağlık durumuyla ilgili açıklamalar yapıyorlardı.
Yine bu arada tüm televizyonlar, başbakanın evinde dinlendiği haberini verirken, bazı münafıklar, 2012 yılında memur maaşının ne olacağını tartışıyordu.
O münafıklar ki memleket elden giderken hala memur maaşlarının ne olacağını düşünmek gafletine düşüyorlar, dünyadaki ve komşu ülkelerdeki gelişmelerden haberleri yokmuş gibi davranıyorlardı.
Bitti mi?
Evet, şimdi bitti…
|