Allah aşkına, şu gelişmelere bir bakıverin;
Asker, komplo senaryolarıyla çökertilmiş.
Basın, korkutma yöntemiyle çürütülmüş.
Üniversiteler YÖK’ün kıskacında.
Hukuk, Allah’a emanet…
İlle de şike, şike, şike.
Spor, spor, spor.
Spor denince benim cevval halkımın aklına ilk gelen futbol olduğu bilindiğinden, bu konu gündeme lök devesi gibi oturtuluverdi.
Küme düşme, kümede kalma gibi futbol camiası için çok ama çok önemli olan konularla halk oyalanmaya başladı.
48 yıl ile 150 yıl arasında hapis cezası istemleri de kafaları yeterince karıştırmaya yetiyor.
Bu cezanın, yarın ne kadara kadar verileceği ya da verilmeyeceği belli bile değil ama isteniyor işte.
Bakan Egemen Bağış’a yumurtalı protesto bile şikenin gölgesinde kaldı.
Öyle olmasa televizyonlarımız, bakanın kızaran yanağını ısıtıp ısıtıp önümüze koymaz mıydı?
Şimdi belki de bakanın yüzünü kızartan yumurtanın nereden çıktığı araştırılıyor ama şike konuları arasında kaynayıp gidecek gibi görünüyor.
Fotoğrafa iyi bakılırsa güney komşumuz Suriye olayı, Malatya’da füze kalkanı kurma olayı, başbakanın hastalığı yani kanser olup olmadığı, cari açık, meclisteki bütçe görüşmeleri, iyi bakamadığımız fotoğrafın dışında kalıyor.
Çünkü bize gösterilen fotoğraf, özellikle şike fotoğrafı.
Şike ha şike…
İlle de şike…
Hopa tutuklamalına inat, saç kesmeler gündeme gelmekte zorlanıyor ama serbest kaldılar da…
Sınır kapılarının her türlü ticarete kapatılması zaten gündem dışı.
Pek de sıradan olmayan bütçesi ile Türkiye Futbol Federasyonu, konuyu hafife alıyor ama onun da hem kafası karışık hem sancıdan kıvranıyor.
Neden?
Kendisine bağlı olan sektördeki şike, şike, şike, ille de şike gelişmelerindendir diye düşünüyorum.
Bakınız, memlekette başka bir konu yok.
Memleket güllük gülistanlık.
Komşularımızla sıfır problem gündemden düştü.
Suriye, Irak, Libya, Mısır umurumuzda bile değil.
Hele komşu Yunanistan’daki kargaşa, AB üyesi ülkelerdeki kırılma bizi hiç mi hiç ilgilendirmiyor.
Biz nasıl olsa bir gün AB üyesi olacağımız hayalinden öteye gidemiyoruz.
Allah tez elden şifalık versin, başbakan hasta olmasaydı gündem böyle olmazdı.
Nasıl olurdu?
Bana sorarsanız daha renkli olurdu.
Ben bu yazımı yazdığım sırada yüce mecliste “sen özür dile” , “yok önce sen özür dile” tartışmaları yapılıyordu.
Hani millet aptal ya!...
Bakıp bakıp oyalanıyoruz işte.
Dinleyip dinleyip kültürümüzü arttırıyoruz.
Vesile olanlar sağolsunlar.
Hadi oyalanmaya devam…
|