Ne de çabuk geçiyor?
Bugün yeni yılın 3. günü.
Bitmesine kaç gün kaldı ki?
Topu topu 362 gün…
Göz açıp kapayıncaya kadar geçiverir.
XXX
2011 yılının en düşündürücü olaylarından biri, yılın son günü yaşanan “devlete saldırı” olayı.
İlçenin mülki amiri, ilçesine bağlı bir köye başsağlığı ziyaretine gidiyor.
Taziye evinde, çıkışta ve aracına gidinceye kadar saldırıya uğruyor.
Kaymakam, yani devlet bir linç girişimi yaşıyor.
Çevresinde güvenlik görevlisi yok.
Saldırıyı, orada bulunan korucular engellemeye çalışıyor.
Görüntüyü televizyon haberlerinde izlerken irkildim.
Bizim geleneğimizde, başsağlığı için giden birine saldırılmaz, saygı duyulur.
Çünkü o kişi taziye evine, oradakilerin acısını paylaşmak ve başsağlığı dilemek için gelmiştir.
Gelenek, görenek tanımayan birkaç boşboğaza, başka boşboğazların katılımıyla, böyle çirkin ve düşündürücü olay yaşanıyor.
Ve bazı gazeteler, haberi basit bir olaymış gibi veriyorlar.
Şırnak’a bağlı Uludere İlçesi’nin kaymakamı Naif Yavuz, ilçesine bağlı Gülyazı Köyü’ne başsağlığı için gittiğinde yaşanıyor bu saldırı ve linç girişimi.
Bakın, aradan 4 gün geçmesine karşın, bu cennet ülkeyi yönetenlerden ses yok.
Saldırıda bulunanlar Uludere’li değilmiş falan filan boş laf. Kalabalıkta, herkesin gözü önünde devlete saldırılmıştır.
Oysa bu saldırı, kaymakamın kişiliğinde o ilin valisine ve ülkenin cumhurbaşkanına yapılmıştır.
Kaymakam hastaneden “yarın görevimin başındayım” diyor.
Şimdi o kaymakam Uludere İlçesi’nde nasıl görev yapacaktır?
O kaymakam, saldırı anında hiçbir karşı harekette bulunmuyor, hep kendini koruyabilme hareketleri yapıyordu.
Ya kedisini korumak için o da yumruk sallasaydı, kendisine atılan taşlardan birini alıp atsaydı…
Düşünmek bile acı veriyor insana
En acısı da devletin tepesindekilerin suskunluğu olsa gerek…
Bir ilçenin en üst yöneticisi, insani duygularla başsağlığı ziyaretine gidecek, orada saldırıya uğrayacak.
Hem de yumruklu, tokatlı, taşlı…
Böyle bir davranış biçimi bizim geleneklerimizde, göreneklerimizde yoktur.
Bu saldırı resmen devlete yapılmış bir saldırı değil de nedir Allah aşkına?
Kaymakamını, başbakanını, bakanlarını darağacına gönderen toplum olduğumuz geldi de aklıma, bir kez daha ürperdim, bir kez daha içim sızladı.
Yoksa biz bu muyuz?...
“Yok, biz bu değiliz” diyorsanız, bu yaşananları nasıl okursunuz?
|