Aslında olay günlerdir birçok köşe yazısında ve televizyon ekranlarında tartışıldığı için nasıl olduğu yönüne hiç girmeyeceğim…
Ama bence önemli olan ve asıl tartışılması gerekip de yanıtı bulunamayan ya da bizim tarafımızdan öğrenilmesi mümkün olmayan esas konu, istihbaratın kim tarafından sağlandığı konusudur ki…
İş burada, hemen her konuda olduğu gibi, gelip bağımsızlığa kadar dayanmaktadır.
Yani anlayacağınız bağımsızlık…
Ekonomide,
Eğitimde,
Kültürde,
Siyasette,
Güvenlikte ne kadar önemliyse biliniz ki istihbaratta da en az o kadar önemlidir.
Eğer bu konuda kendi bağımsız istihbaratınız yoksa ve üstelik bölgede çıkarları için bulunan bir ülkeden de istihbarat alıyorsanız…
Bence konu ile ilgili herkesi biraz sorgulamak gerekir diye düşünüyorum…
Şimdi bu son olaylarda yaşananlardan sonra, Hava Kuvvetleri Komutanlığı bu tür bir istihbarat aldığında sizce operasyon yapabilir mi?
Bence yapamaz…
Aslında böylece bu tür bir istihbaratla neyin amaçlandığı da ayan beyan ortaya çıkmıyor mu?
Burada amaç askeri tamamen baskı altına alıp operasyon yapamaz hale getirmekti…
Ve başarıldı.
Yıllardır daha doğrusu ABD’nin Irak’ı işgal ettiği 2003 yılından buyana sözüm ona ABD ile anlık istihbarat paylaştığımız söyleniyor…
Bunu ben değil, en yetkili makamda bulunanlar söylemektedirler…
Bırakın anlık istihbaratı…
PKK esas olarak nerede üstleniyor? Kuzey Irak’ta değil mi?
Peki, siz hiç bu güne kadar, kuzey Irak’ta yakalanmış herhangi bir PKK’lı hatırlıyor musunuz?
İşin doğrusu tüm bunlar büyük planın bir parçası olup, adım adım onun taşları döşenmektedir…
Bu nedenle olayları birbirinden kopuk olarak değil plandaki konumuna göre değerlendirmek gerekmektedir…
Amaç bölgede 4 ülkeden koparılacak parçalarla oluşturulacak bir Kürdistan’dır.
Konuyla ilgili 4 ülke kendi içindeki gelişmelere göre değerlendirilmeli ama…
Ülkemiz açısından bunun ilk adımı ordunun zayıflatılmasıydı ki, yıllardır sürdürülen operasyonlarla bu gerçekleştirildi…
İkinci adım bölgeye uluslararası güçlerin davet edilmesiydi ve bir süredir hemen her fırsatta bu konuyu dillendirip davetlerini yineliyorlar…
Ama biliyorsunuz ki uluslararası güçleri davet etmenin de bir koşulu var…
O da sivil halka karşı şiddet kullanılması…
Sadece Irak’ta ve Libya’da gibi değil, Yugoslavya’da dahil hemen her ülkede aynı tezgahı uyguluyorlar…
Önce ülkedeki bir grubu destekleyerek, isyan ettiriyorlar. Sonrasında devlet de isyanı bastırmak için güç kullanınca…
Ülkeye müdahale…
Hani emperyalist ülkeyle istihbarata paylaşımı falan diyoruz ya, aslında atalarımız yıllar öncesinden uyarmış…
”Kılavuzu karga alanın…..”
|