Her gece televizyon kanallarında izlediğimiz bazı televizyon bülbülleri var.
Hatta bu televizyon bülbüllerinden bazılarını, aynı gece başka başka kanallarda da izleme şansı(!) yakalayabiliyoruz.
Bu bülbüllerin içinde, hükümetin icraatlarına, hükümet üyelerinin konuşmalarına, iktidar partisi milletvekillerinin çelişkili söylemlerine değinen birine rastlayamıyoruz.
Hemen hemen tümünün dilinden yağlar akıyor.
Arada bir de olsa aralarına muhalif birilerini alarak, toplumun hava supabına basıveriyorlar.
Yani biraz da toplumun rahatlaması konusunda bir şeyler konuşanlara fırsat veriyorlar.
Geçtiğimiz gün, az sayıdaki muhalif kanallardan olan Ulusal Kanalda, bu televizyon bülbüllerinden Nazlı Ilıcak’ı görünce, vallahi şaşırmadım.
Ne o televizyon kanalının Nazlı Ilıcak’ı ekranına taşımasına ne de bu hanfendinin muhalif bir kanalda konuşmasına hiç mi hiç şaşırmadım.
Bazıları şaşırmış olabilir ancak bana o kadar olağan geldi ki anlatamam…
Kendi kendime Nazlı hanım’ın bu muhalif kanala bile sarkabildiğini düşündüm, o kadar.
Benim necip ve nezih halkımın bunlar umurunda bile değil.
Neden mi?
Çünkü; çeşitli televizyon kanallarında yayınlanan, kimin eli kimin cebinde programlarını izliyorlar, evlendirme programlarını izliyorlar, paparazzilere takılıyorlar ve izledikleri dizilerin kahramanları zora girdiğinde üzülüyor, hüngür hüngür ağlıyorlar.
Dizinin kahramanını üzene beddualar ediyorlar.
Sonra da oturup birbirlerine “n’olacak bu memleketin hali?” diye can alıcı sorular soruyorlar.
Aslına bakarsanız memleketin halini sorup sual eden pek yok.
Herkes “Fatmagül’ün Suçu Ne” sorusuna yanıt arıyor gibi geliyor bana.
Tarih bilgisini de “Muhteşem Yüzyıl” dizisindeki Hürrem Sultan’la pekiştiriyor ve tarih hakkında bilgi edinmiş oluyor.
Terörmüş, faili meçhullermiş, çeşitli cinayetlermiş, kadın haklarıymış, çocuk haklarıymış, demokrasiymiş, dostlukmuş, kardeşlikmiş, toplu yaşamaya özen göstermeymiş falan filan kimsenin umurunda değil.
Konumuzun öznesi “Fatmagül’ün Suçu Ne?”
Biz Fatmagül’ün suçunu ararken komşuluk ilişkilerimiz bozuluyor, komşu ülkeler bize, biz komşu ülkelere gözdağları veriyoruz, karşılıklı aba altından sopalar gösteriyoruz, ilgilenen yok.
Emeklinin, maaşını iyileştireceğini düşündüğü intibak yasasını beklemekten gözleri bereldi, gören yok.
Öğrenci, parasız eğitim ve eğitimde eşitlik beklemekten ihtiyarlıyor, aldıran yok.
İşi iyi gitmese de sanayici sus pus.
Esnafın hali pür melali ortada.
Hadi bırakalım böyle basit(!) gereksiz(!) ve kafa karıştıran şeyleri.
Biz birbirimize soralım;
Fatmagül’ün Suçu Ne?...
|