Her şeyin bir başlangıcı ve bir sonu vardır…
Canlılar için doğumla başlayan başlangıç, ölümle son bulur.
Ölen bir canlı için her şey bitmiştir.
Yahya Kemal, her ne kadar “bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden / bir çok seneler geçti dönen yok seferinden” diyorsa da sanki bu şiiri yazdığına pişmanlık duyarmışçasına. “cihana yeniden gelmek hayal edilse bile / avunmak istemeyiz böyle bir teselliyle” diyen şiirini yazarak, görüşünün değiştiğini mi anlatmak istiyor acaba?
Her şeyin bir başı ve sonu vardırdan girip Yahya Kemal’i bile andık bu arada…
Geçtiğimiz hafta iki insan öldü…
İkisi de kadındı.
Biri, yıllarını Türk halk müziğine adamış ve ömrünü bu sanata vermiş Neriman Altındağ Tüfekçi.
Diğeri de sinema sanatçısı Hülya Avşar’ın annesi Emral Avşar.
Benim gazetelerim, televizyonlarım, Emral Hanım’ın ölümünü, kızı Hülya Avşar’ın gözyaşlarıyla bol miktarda verdiler.
Yine Türk halk müziği ustalarından Nida Tüfekçi’nin eşi Neriman Altındağ Tüfekçi, “Kışlalar doldu bugün / doldu boşaldı bugün / gel kardaş görüşelim / ayrılık oldu bugün” diye tüm televizyon ve gazete habercilerine bağıra bağıra bu dünyadan göç etti.
Emral Hanım, Hülya Avşar’ın annesi olmanın dışında, bildiğim kadarıyla pek özelliği olmaya bir hanımdı.
Tek özelliği, bana göre “anne” olması, özellikle de Hülya Avşar’ın annesi olmasıydı.
Neriman Altındağ Tüfekçi ile Emral Avşar’ı kıyaslamak istemiyorum. Çünkü ikisi de insan ancak bu iki hanımın bir gün arayla yaşama veda etmelerinin, gazete ve televizyonlarımızın haber olarak değerlendirme konusu, basının, dolayısıyla haberciliğimizin hangi noktaya geldiğinin görülmesi açısından çok ama çok ilginçti…
Allah’ın, rahmeti konusunda, bu iki hanıma, benim televizyonlarımın ve gazetelerimin yaklaştığı gibi değil, daha eşit ve daha adil davranacağına inanıyorum.
Her canlının başlangıcı doğumla, bitişi de ölümle noktalanır.
Faruk Nafiz Çamlıbel de bir şiirinde, varsılın ölümü ile yoksulun düğününü bir tutar.
Burada varsıllık – yoksulluk ikilemine değinmeden, ölenlerden birinin Hülya Avşar’ın annesi olması, diğerinin de ömrünü Türk Halk Müziğine adamış bir sanatçı olmasını belirtmek, yaygın ve saygın basınımızın bu iki ölüm olayına, habercilik açısından yaklaşımını sergilemek istedim.
İkisine de Allah’tan rahmet diliyorum…
|