Yıllardır “dost ve müttefikimiz” olduğumuz ülkede yaşayan bir yazar, “gazeteci ve yazarlar hapse atıldığı için Türkiye’ye gitmeyi reddediyorum” demiş.
Vay sen misin böyle diyen?
Bizim başbakan, kanımız, canımız, dostumuz, müttefikimiz bir ülkede yaşayan bu yazar için, gurup toplantısında verdi, veriştirdi.
Ne dedi?
“Biz de sana çok muhtaçtık” dedi.
“Gelsen ne olur gelmesen ne olur?” diye gürledi…
Hem de adamın adını vererek.
Başbakanın gürlediği bu adam kim?
Çağdaş Amerikan edebiyatının önde gelen yazarlarından bir garip.
Amerikalı edebiyatçı yazar Paul Auster.
Valla ben bu adamı tanımam.
Tanımayınca konuşmuşluğum, arkadaşlığım da olamaz.
Ancak bu Paul pek de haksız değil hani.
Türkiye’de 100 ü aşkın gazeteci, yazar tutuklu değil mi?
Ama bizde bu tutuklu gazeteci yazarlara, gazeteci – yazar olarak bakılmıyor.
Terör örgütü üyesiymiş gibi bakılıyor.
Paul Auster, taaa Amerikalardan durumu anlamış ve demeci patlatmış.
Bu demece yanıt nereden verildi?
İktidar partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisindeki gurup toplantı salonundan.
Hem de en yetkili ağızdan.
Madem bu adamı, bu adamın söylediklerini dikkate almıyorsun, o zaman konuyu gurup toplantısında dillendirmenin ne anlamı var?
Dünkü Yeniçağ Gazetesi konuyu manşetine taşımıştı.
Başbakanın gurupta esip gürlemesini “Sağlığına Kavuştu” diye manşetten vermişti.
Vallahi tam da çuk oturmuştu.
Şimdi ister misiniz ana muhalefet partisi CHP’nin lideri, bu Amerikalı yazara bir mesaj gönderip Türkiye’ye davet etsin…
Çünkü yapılan muhalefeti biz buradan “madem öyle, işte böyle” muhalefeti olarak algılıyoruz.
Başbakan, bu gurup toplantısında dindar nesil yetiştirmek istediklerini de altını çizerek söyledi.
Yahu biz % 99 u Müslüman olan bir cennet ülkede yaşamıyor muyduk?
Başbakan bakmış ki kimse Müslüman gibi yaşamıyor ama Müslüman’ım diye boş yere övünüyor.
Bari yeni yetişen nesli dindar yetiştirelim diye düşünmüş olacak ki böyle bir sözü söylemeye gerek duymuş.
% 99 u Müslüman olan bir ülkede, “yahu biz şimdiye dek Müslüman değil miydik?” gibi bir soru kimsenin aklına gelmediğine göre, başbakan yerden göğe kadar haklıdır.
Ne yapsa da hakkıdır…
|