Erzurum’da polis, huzur toplantısı düzenliyor.
Her kesimden, her konumda huzur arayan insanlar bu toplantıya katılıyor.
Biri var ki konuşmasıyla günün konusu oluyor.
Üstelik bu adam eğitim ordusunun rütbeli bir askeri.
Bir ilköğretim okulunun müdürü.
Ne demiş bu eğitimci – müdür?
“Genetik test yapılsın, zararlı çocuklar yürümeden yok edilsin…”
Allah Allah, şu eğitimcideki kafaya bakın.
Şimdi gel başbakana hak verme.
Başbakan ne demişti?
“Seçilmişleri atanmışlara kul etmeyiz…”
Oy peşinde koşarken, Makyavelizmi en ince ayrıntısına kadar kullanan ve seçildikten sonra dokunulmazlık zırhına bürünen bir seçilmişi, gel de bu kafadaki bir atanmışa kul et.
Başbakan halkını iyi tanıdığı içindir ki “seçilmişleri atanmışlara kul etmeyiz” söylemini kullanmıştır.
Hadi bakalım, şimdi de “seçilmiş – atanmış” ikilemi ile uğraş.
İşe “alt kimlik – üst kimlik” ile başlamıştık, bakın nerelere geldik.
Şimdi de “seçilmiş – atanmış” ile uğraşacağız.
Gazetemizin dünkü sayısında bir haber vardı;
CHP Gaziantep Milletvekili, eski vali Ali Serindağ’ın da bu “seçilmiş – atanmış” konusu ile kafası karışmış olacak, şöyle diyor;
“Seçilmişleri atanmışlara kurban etmem diyen başbakan, aylardır tutuklu olarak cezaevinde kalan 8 seçilmiş milletvekilinin durumunu nasıl açıklayacak?
Bu sözlerinde samimi ise halkın oylarıyla seçilmiş milletvekillerini de kendi sözleriyle, “atanmışlara kurban etmesin” aksi halde niyetinin seçilmişleri kurban etmemek olmadığını kabul etmiş sayılacaktır…”
Ali Serindağ haksız mı?
Artık oturup, yeni kurgular yapacağız, birbirimize yeni sorular soracağız;
Seçilmiş kim?
Atanmış kim?
Seçilmiş ile atanmış arasında ne fark var?
Atanmışlar, seçilmişleri “kul” etmeye mi çalışıyor?
Seçilmişlerin atanmışlar üstünde hiçbir etkisi yok mu?
Veya seçilmişlerin atanmışlar üstünde ya da atanmışların seçilmişler üstünde nasıl etkileri var?
Tartışın bakalım.
Son söz olarak, konuyu Erzurum’da bir ilköğretim okulunun müdürlüğünü yapan, olağanüstü eğitimciye bıraksak mı?
Ne diyordu bu rütbeli eğitimci?
“Genetik test yapılsın, zararlı çocuklar yürümeden yok edilsin…”
Bu rütbeli eğitimcinin yolundan gidersek, yetişecek kuşakta ne seçilmiş atanmışa kul muamelesi yapar ne de atanmış seçilmişe.
Sosyolojik olarak tek tip bir insan türü oluşturur, işi bitiririz…
|