Toplum beyin felci geçiriyor.
Siz buna hafıza felci de diyebilirsiniz, akıl felci de diyebilirsiniz.
Ne derseniz deyin ama nohut kadar aklımız kaldıysa, o akılla iyi düşünmemiz gerek…
Bizim kuşak ortaokul, lise dönemlerinde şapka giyme ve kravat takma zorunluluğumuz vardı.
Zorunluluk diyorum, hiçbir arkadaşımız kravat takmak istemezdi.
Şapka giymeyi de hiç sevmezdi.
Kilis’te ortaokulu okuduğumuz yıllarda, Nasrettin Hocanın fıkraları gibi olaylar yaşardık.
Her gün okul kapısında bir müdür yardımcısı ya da disiplinli bir öğretmen bekler, kravatsız, şapkasız öğrencileri okula almazdı.
Okula şapkasız ve kravatsız girmek yasaktı.
Biz işin kolayını bulmuştuk.
Okula şapkalı, kravatlı giren okul arkadaşlarımız, arka duvardan bize şapkalarını ve kravatlarını atarlar, biz de okula şapkalı kravatlı girerdik.
Bu davranışımız, belki de bir dayatmaya, bir yasağa tepkiydi.
Belki de o zaman öğretmenlerimizi kandırabilmenin heyecanını yaşamaya çalışıyorduk.
Kandırırdık da.
Ya da onlar, durumu bile bile, kanmış görünürlerdi.
Çünkü hepimiz okula şapkalı ve kravatlı olarak girerdik.
Şimdi okullara girerken şapka takmak zaten kalmadı.
Kravat takma zorunluluğu da bir yasa veya bir genelge ile kaldırılmaya çalışılıyor.
Bu gibi serbestliklerle, istediği gibi yaşayan bir genç kuşak oluşturulmaya çalışılıyor diyebilir miyiz?
Hayır.
Bana kalırsa diyemeyiz.
Neden?
İlköğretim okulunu, liseyi bitirmiş, üniversite sınavlarını kazanmış, herhangi bir fakültede okuyan bir öğrenci, okuluna konuşmacı olarak gelen bir politikacıya soru sormak istediği zaman ya da onu protesto etmek istediğinde, yaka – paça gözaltına alınmasına ne dersiniz?
Geçtiğimiz gün de öyle oldu.
Bir üniversiteye giden yeni YÖK Başkanı ile görüşmek isteyen öğrenciler, yaka – paça gözaltına alındılar.
O genç belki sıkıntılarından söz edecekti.
Belki üniversite öğrencilerinin yaşadıkları sorunları dile getirecekti.
Dinleyen olmadı.
Şimdi okullarda kravat takma serbestliği yaşanmaya başladıktan sonra, öğrenciler düşüncelerini, isteklerini dile getirebilecekler mi?
Sıkıntılarını, yetkililere daha kolay yollardan mı açıklayabilecekler?
Bunu Afyon’da, ağır makinenin direksiyonuna geçip kar kürümeye çalışan bakana bile anlatamazsınız.
Çünkü bakan soğuktan tir tir titrerken, televizyon kameralarına gülümsemeye çalışmasını, tıpkı bizim ortaokul yıllarımızda, okula girebilmek için duvardan atılacak kravatı, şapkayı beklememize benzettim.
Allah bizim müstehakımızı versin.
Veriyor işte…
|