13 bin kilometre uzağımızdaki ezeli, ebedi dostumuz, müttefikimiz sayesinde, en yakın komşu ülkelerin hiçbiriyle aramız iyi değil.
Bu komşu ülkelerle dost geçinmeye çalışsak da suretendir.
Hiçbiriyle dost değiliz.
Neden?
13 bin kilometre uzaktaki ezeli ve ebedi dostumuz, müttefikimiz öyle istiyor da ondan…
Irak ile hem komşu hem dosttuk ama orada demokrasi yoktu.
13 bin kilometre uzaktan gelirken, demokrasiyi de birlikte getirdiklerini söylediler ancak, demokrasiyi unutup yola çıktıklarını Irak’a girince fark edebildiler.
Mısır’a, Cezayir’e, Libya’ya demokrasi getirmeye kalktılar, getirebildikleri demokrasi ile bu ülkelerin kan uyuşmazlığı olduğunu geç anladılar.
Saddam’ı, Mübarek’i, Kaddafi’yi götürdüler ama demokrasiyi bir türlü getiremediler.
Şimdi de Suriye’ye, İran’a demokrasi getirme niyetleri var.
Ancak sütten ağızları yandığı için yoğurdu üfleyerek içiyorlar.
Ağızlarını yakan sütü bize içirmeye çalışıyorlar.
Biz de o sütün sıcak olduğunu, ağzımızı yakacağını bile bile içmeye niyet ediyoruz.
Afrika’daki yoksul, aç, kargaşa bitmeyen ülkelere neden demokrasi götürmeye çalışmadıklarını şaşkınlık içinde izliyoruz.
Hele Arabistan Yarımadasındaki krallıklara, Körfezdeki emirliklere, neden demokrasi götürmediklerini de anlayamıyoruz.
Onların da dost ve müttefik olduklarını bildiklerinden olsa gerek.
Ortadoğu’nun durulmasını istemeyen 13 bin kilometre uzaktaki dost ve müttefik, bölgeye demokrasi getirmeyi kafaya koymuşsa, bölüm bölüm, ülke ülke getirmeye çalışıyor işte.
Ezeli ve ebedi dost ve müttefik olduğumuz için bizi hep yanında görmek istiyor.
Biz de onun hep yanında olduğumuzu kanıtlamak için, en yakın komşu ülkelere aba altından sopa gösterip duruyoruz.
Cennet ülkemde yaşayanları, 4 + 4 + 4 eğitim sistemiyle, gaza, elektriğe yapılan zamlarla, kentsel dönüşüm projeleriyle oyalayıp, bazı ciddi konuları görmelerini engelliyoruz.
Gerçi halk bazı gerçekleri görse ne yazar?
Her şeyi herkesten iyi bilen tek seçici, tek karar verici ne derse o oluyor.
Öyle olmuyor mu?
“Yok kardeşim, öyle olmuyor” demek şimdi moda.
Neden?
Çünkü yağdanlık olmanın sınırı yoktur…
Ezeli ve ebedi dostumuz, müttefikimizle bal börek içinde yaşayıp gidiyoruz işte.
|