Geçtiğimiz günlerde Hollandalı bir parlamenter “gelişmiş bir tane İslam ülkesi var mı?”
“Bizde bu gelişme din ve devlet işlerinin ayrılmasıyla gerçekleşti, oysa İslam yaşamın tüm alanlarına müdahale ediyor.” demedi mi?
Peki, söyledikleri yanlış mı?
Bu gün dünyada bilim ve teknikte gelişmiş çağdaş yaşamın tüm olanaklarını kullanan bir tane İslam ülkesi bile yok…
Neden?
Aslında söz dönüp dolaşıp laikliğe geliyor da çaresi yok, konuyu tartışacağız…
Şimdi şöyle biraz da tarih bilginizi yoklayarak devam edelim…
Dinin ve devletin tek elde toplandığı ülkelerde demokrasi falan olmaz…
Çünkü
Dini yönetimle yönetilen ülkelerde yönetim bu yetkiyi tanrı adına kullandığını varsaymaktadır.
Bu nedenle yönetime karşı en küçük, muhalefet demeyeceğim ses çıkarmak bile tanrıya karşı gelmek olarak değerlendirildiği için en ağır biçimde cezalandırılır…
Hani günümüzde bu tür bir rejimin özlemi içinde olduklarını her fırsatta dile getirip de demokrasinin nimetlerinden faydalanarak ülkede çeşitli köşe başlarını tutan zevat var ya…
İşte onlar aslında, soylarında o yönetimle herhangi bir kan bağı olmadığında bilmezler ki hayal ettikleri o sistemin içinde birer hiçtirler…
Yani bugünlerini, eksik ve yanlışları da olsa, görünürdeki laik demokrasiye borçludurlar…
Bu arada bakın bir başka şey…
Laiklik olmadan da egemenlik millete geçmez…
Yani millet olmaz…
Siz laikliği gerçekleştirmeden millet olabilen herhangi bir dünya ülkesi tanıyor musunuz?
Bakın Ortadoğu’ya, Afrika’ya var mı?
Millete geçmeyince…
Seçme, seçilme örgütlenme, vs gibi unsurların hiç biri olamaz…
Bu arada Ortadoğu ve Afrika’daki dini rejimlere bakın, bırakın parti kurup seçilmeyi yönetimi değiştirmeyi…
Çalışanların örgütlendiği hak aramak için mücadele ettikleri sendikalar var mı?
Dolayısıyla millet olmadan vatan…
Vatan olmadan bağımsızlık…
Bağımsızlık olmadan ordu…
Milli sanayi…
Milli Tarım…
Bilim…
Sanat olmaz.
Onun için söylüyorum tüm bunların tamamı birbirine bağlıdır ve bir anlamda zincirleme etkiye sahiptir…
Ve tüm bunların en başlangıcı da laikliktir…
Laiklik sadece din ve devlet işlerinin ayrılması değildir…
Egemenliğin millete geçmesidir.
Zaten başka türlü de geçemez…
|