Hani hep barıştan, demokrasiden, özgürlükten, kardeşlikten söz ederiz ya!
Bu değerlerin hiçbiri bölgemizde kalmadı.
Nasıl oldu?
Komşu ülke Suriye’de önce bir muhalif gurup oluşturuldu.
Sonra bu gurup silahlandırıldı.
Ve Suriye’nin içinde bu muhalif gurupla askerler çatışmaya başladı.
Bu çatışmalar sürerken, biz muhalif gurubun yöneticilerine İstanbul’da ev açtık, toplanıp görüşmelerine destek verdik.
Bu arada Ortadoğu fokur fokur kaynamaya başladı.
Biz zaten Büyük Ortadoğu Projesinin ve Kuzey Afrika’nın eş başkanlarından biri olduğumuz için, Suriye’ye de müdahil olduk ve “bizim iç meselemizdir” deyiverdik.
Suriye’den kaçanlara kucak açtık.
Bunların sayısı 25 bine dayandı.
İşte tam bu sırada Suriye sınırındaki Kilis yakınlarında silah sesleri gelmeye başladı.
Ölenler oldu, yaralananlar oldu.
Neye uğradığımızı şaşırdık ama bekliyorduk ve böyle bir gelişme olacağını da biliyorduk.
Telekominikasyon elimizde değil.
Cennet ülkemin limanları elimizde değil.
Medya, istihbarat bir dümen suyuna girmiş, bocalayıp duruyor.
Dış politika külhanbeyliği üstüne kurulmuş.
İç politika, “aman ha aman 3 çocuk yapın” düzeyinde.
Reklamlarda oynayan Ayşe Hanım, donino reklamında “Urfalı Yurdanur’u” neredeyse ham yapacak.
Deniz Feneri davasında örgüt ve dolandırıcılık görülmedi.
Bu konuda hukuk görevden el çekti.
Teröristlerce kaçırılan kaymakam adayını, başçavuşunu, polisini bulamayan ülke, Suriye’deki kargaşa ile uğraşıyor.
En uzun sınırımız olan Suriye’deki ve sınırda yaşanan olaylar için ne düşünülüyor bilemiyorum ama galiba Esad’ın üstünü çizenlerin dümen suyunda kulaç atıyoruz.
Yarın işin içine Rusya ve Çin de girerse seyreyleyin gümbürtüyü.
Egemen güçlerin istediği de bu zaten.
İşte biz de bu egemen güçlerin istekleri doğrultusunda hareket ettiğimiz sürece, başımız dertten, sırtımız bitten kurtulmayacakmış gibi görünüyor.
Bizim komşu ülke Suriye ile ne sorunumuz vardı?
Neden böyle olduk?
Annan planıymış mannan planıymış hikaye.
Oturup bu konuları aydınlık ve tarafsız bir biçimde düşünmek yerine taraf oluyoruz ve komşu ülke Suriye’ye karşı tavır alıyoruz.
Bu işin sonu pek hayra alamet değil.
Dilerim yanılmış olurum…
|