Televizyonda sıkıntıdan zaping yaparken kolay kolay izlemediğim bir Televizyon kanalında, yine hayatta en son dinlediklerimden olacak, hatta hiç olmayacak bir ses sanatçısının programına denk geldim. Biran,hem televizyon kanalının,hem de sanatçı kardeşimizin yıllar önceki durumlarını düşündüm .O televizyon kanalının ;bırakın eğlence programları yapmayı ,bayanların olduğu reklamları bile yayınlamazken şuan ki geldiği yeri görünce,acaba dedim, önceki zihniyetini çok mu karanlık gördü de tamamen değişmeye karar aldı? Sonra baktım ki bu değişim sadece parasal getirisi olan programlar için değişmiş. Reklamlarında kadınlara ve seslerine bile yer verilmezken, şimdi eğlence programların da en dekolte kıyafetlerle en şuh halleriyle bayan sanatçıları görmekteydim.
Acaba diyorum bu programlar yayınlanırken başta yapımcıları, sonra kanalı, bazı değerler için örnek gösteren izleyenleri, gözlerini kulaklarını kapatıp görmemezliğe gelerek, "Reklam ve para gelecek yerden tavuk esirgenmez" gibi, atasözümüzü saçmalaştıran komik bir tutuma mı giriyorlardı? Düşüncelerle uygulamaları arasında ki tezatlığın, nasıl bir açıklamasıyla, bu, kadar umursuz davranıyorlardı, merak ediyorum.
Gelelim ses sanatçısı kardeşimize:
Yine "onunda eski hali" diyerek başlayacağım. Filmlerin de ezilmiş, kenara itilmiş, her türlü yoksulluğu çeken rolleriyle, maddi yoksulluğun acısında hapsolmuş, filmler de izledikleri ve dinledikleriyle, yarınlara dair umutlara sarılan gariban yüreklere girmeyi başaran bu kardeşimiz, belki de kendi yaşantının yansımasını paylaşıyordu."Güzel miydi?" Hayır."Alımlı mıydı?" Hayır."Ses var mıydı? Sevenlerine göre belki.! Ama şuan karşımda yeni bir film çeviriyor ve başka bir rol almış gibiydi, Bu kez kendinden emin,alımlı,yoksulluk başka rollerde kalmış görünüşüyle evinde, yaşantısında bayağışaşası olan bir görünümdeydi."Bunda garipsenecek ne var?"diyeceksiniz.Garipsemiyorum da zaten.Beni rahatsız eden,ya da benimseyemediğim ,bayanları doğallıktan uzaklaştıran, aynı modelin seri imalatı durumuna sokan "BOTOXS,ESTETİK ve POSTİŞ" akımına kapılanlardan birisi olmasıydı.Eski halini düşününce ,"iyi olmamış mıydı?"diye yine kendime soruyorum. Kendine göre belki! Bana göre ise; bir başkasının burun modelini diğer başkasının, dudak dolgunluğunu yine bir başkalarının, saçlarını, göğsünü almış, özünden uzaklaşmış tek tip insan modeli olmuştu. Aslında neden yadırgıyordum ki,en azından kendisi sanatçıydı,topluma mal olmuş bir insandı. Görselliğine önem vermesi işini etkileyecek mantığıyla bu değişimlere rahatlıkla atılabiliyordu. Peki ya tek tip sevdasına kapılan diğerleri?
Bu akımı bilmediğim dönemlerde, dalgalı ve uzun saçlı kızlarımızı gördükçe "hepsinin aynı saç uzunluğa nasıl ulaştıklarını düşünür, saf bir halde takdir de ederdim, meğerse çoğu postişmiş. Genç kızlarımızın çoğu aynı postiş modelleriyle saçlarını savurarak geziyorlar, çoğu tek tornadan çıkmış bir buruna sahip, hepsi Angelina Joliedudakları dolgunluğuna kavuşma sevdasında. Bu "hepsi" sözcüğüm genelleme konuştuğum içindir. Tabi ki bu özenti çemberi dışında kalan çokta insan var.
Amacım insanları tercihlerinden dolayı yargılamak değil, sadece gıdalardaki doğallığa hasretlik çekip çareler üretirken, insanlarda kaybolan doğallığı da göz ardı etmemeli diye düşünüyorum. Bu akımlardan etkilen kişiler olduğu gibi, tepki verenlerde olacaktır. Bende " tepki veren " kişiler grubundan olarak sadece yüreğimdekileri paylaşmak istedim,"TERCİHLER" etkilenenlere aittir.
Maddiyatın ve moda akımının hayatımızdaki değerlerimizi etkilememesi dileğimle, siz değerli okurlarıma sevgi ve saygılarımı sunuyorum...
|