Kilis Yardımlaşma derneği 
 

 

 

 

 

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

 Türkiye'nin tek buz müzesi binlerce ziyaretçi ağırladı

 

 


  

 



 
14 MAYIS'TAKİ SEÇİMLER İÇİN 6 ADIMDA OY

KULLANMA REHBERİ



 
DEVAMI

 

magazin

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

CACA OYUNU CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ'NDE


 

 

 

Milli Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Temel ile Röportaj 


Klasik Türk müziği sanatçısı, icracı ve bestekar, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, vefatının birinci yılında yad ediliyor.


KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI FİLM ARŞİVİ

 
 
 
  AKPINAR Temmuz 2017 Sayısı
 
 
 AKPINAR Mart 2017 Sayısı
 
 
 
Bir insanlık dersi...
 
 

 Orhan SELEN

Devamı

 

  
Hava Durumu Bilgileri

 
Döviz Kurları

Anket
Anket Seçilmemiş
Diğer Anketler

Ziyaretçiler
Toplam Ziyaretçi :  29944709
Bugün Ziyaretçi :  18643
Aktif Ziyaretçiler :  13349

KÖYLER ŞEHİRLEŞİYOR MU?
 
                 Uzun yıllar sonrasında yolum annemin köyüne düştü,düştü demek belki sıradanlık gibi olabilir çünkü köyü çok özlediğim için tatilimin arasına köy ziyaretini de katmıştım. Çünkü; çocukluğumda yaz gelir gelmez büyük heyecanla annemin;
                 -Köye gidiyoruz, demesini beklerdim.
                Köye gittiğimde,kendimi doğanın kollarına bırakırdım,. hele bir de yeşilin hakim olduğu bir yerlere gidersem,en büyük eğlencem ellerimin altında olurdu.,çıkar dolaşır , yeşilin her tonunu görebildiğim, ağaçların verdiği serinliği hissederek, mis gibi havayı soluyarak yeniden doğmuşcasına derin bir "oh" çektiğim dakikaları yaşardım.
                Dağlardan gelen buz gibi suyu içmenin, dalından koparabileceğiniz meyvenin tadına bakmanın, toz toprağa karışarak kirlenmenin, zevkini sürer. insanların yaşamlarını uzaktan izler. yeri gelir aralarına karışarak belki de hiç denemediğim şeyleri denerdim
                Sabahlari gun dogmadan kalkar, tarlaya, bağa, bahçeye giden teyzelerimin ve dedemin geri dönme saatine kadar büyük keyifle evi ve evin önünü süpürür semaveri yakar çay demlenene kadar domates soslu biber,patates kızartmamı yapar sofrayı hazırlar ve keyifle yaptıklarımı izlerdim.Hele ki yorgun gelenlerin yaptıklarımı büyük sevinç ve taktirle izlemeleri şehirde alamadığım keyifleri tattırırdı.Şehirden giden bir başkası icin tüm bunlar ilk basta cok sıkıcı gorulebilir ama köyün,sessizligi sakinligi stressizligi cok dinlendirici gelirdi..
                Köyde sahte gülücükler, sahte dostluklar olmazdı. ayrıca imkansızlıklar insana sabretmeyi ve farklı üretkenlikleri öğretirdi.
                Tüm bu anılarımla yıllar sonra köye gitmenin keyfiyle yine etrafı incelemeye başladım ve üzülerek "köy" imajının yıkılmaya başladığını gördüm.Köylerde akrabası olan veya bir şekilde yolu köye düşenlerin  köy hayatı ile ilgili değişimlerin farkındadır sanırım. Değişim, canlılar için kaçınılmaz bir süreçtir mutlaka. Ama. Öncelikle sağlıklı ve besleyici olduğu hemen hemen herkes tarafından kabul edilen köylümüzün kendi ürettiği elinin emeği, gözünün nuru olan: Peynirin, sütün, yoğurdun, yumurtanın, balın yerini bugün, kola, fanta, neskafe, hazır bebek mamaları gibi yiyecek ve içecekler alıyorsa burada gözden kaçırdığımız bir şeylerin varlığından bahsetmek istiyorum.Köyde ikamet ediyorsunuz, yumurtayı, unu, şekeri, çayı ve daha pek çok şeyi şehirden alıyorsunuz. Her şeyi köyde yaşayanların imal etmesi, üretmesi mümkün değil tabiki. Ama köyde üretilen, üretilmesi lazım gelen şeylerin de marketlerden alınması biraz kendilerine haksızlık oluyor diye düşünüyorum. Şehir yerinde ikamet eden vatandaşlar köy yumurtasına, yoğurduna, bulguruna, meyvesine hayran kalırken; köylümüzün, bunları görmezlikten gelmesi biraz gariptir. Artık evlerin tandırlarında ekmek çok az yapılmaktaydı. Çünkü kasabalardan ekmekleri çok rahatlıkla alabilmekteydiler. Belki buna sebep olarak köy yerinde işlerin çok olduğundan ve zamanın yetmediğinden bahsetmek bir bahane olabilirse de makineleşme sonucu zaten tüm tarla işleri, insan gücü ile yapılan birçok iş, çok kısa bir zamanda yapılabilmekteydi.
                Her şeyiçarşıdan daha ucuza almak köydeki insan gücüne dayalı üretimde tembelliği getirmişti. Garip bir biçimde "üretme tüket "akımına kapılmış gibiydiler.
                Köy hayatında eskiden hangi alışkanlıklarımız varsa giderek değişmişti. Artık köye eve gelen misafirlere, ayran yerine kola; çay, kahve yerine neskafe ikram etmek neredeyse adet haline gelmişti. Doğal ortamında beslenen köy tavuğunun etini, yumurtasını hangi çiftlik tavuğu veya yumurtasından alabilirdi? Marketten aldığımız tavuk ve yumurtları içimize sinerek yiyebiliyormuyduk? Tadı yok, tuzu yok, ama zorunluluktan dolayı, yemek zorunda kalıyoruz, şehir hayatında, tavuk beslemek gibi ne imkanımız var nede böyle bir yerimiz ve zamanımız var.
                Kurutulmuş elma, kayısı, erik, üzüm gibi meyvelerden yapılan hoşafın tadını hangi hazır içecekten alabilirsiniz? Bir ayranın yerini kola veya fanta tutar mı?
                Tüm bunların yoksunluğu içinde acaba köyün bize kalan tarafı nedir diye düşünmekten kendinizi alamıyorsunuz.Köyde yaşıyorsak şehirdeki yaşamdan üretimden bir farklılığı olmalı diye düşünüyorum, ne yazıktır ki köylümüzün evinde kedi ve köpek bile yok,tavuklar ise cins olanlarından seçilmiş sanki süs hayvanı özelliğinde seyrediliyor. Köyü köy yapan hayvan seslerini duymakta zorlandım.
                 Bırakın kediyi köpeği  köyde sebze bahçeleri bile yok olmuştu, köyde nasıl olsa bahçesi olan birinde vardır deme şansın tamamen yok olmuştu.Tabi bunlar benim küçükken gittiğim köyün şimdiki halinin yansımasıdır,t hala yıllar önceki kendine has üretimi çalışması ve yaşantısı olan köyler vardır,temennim özelliklerini kaybetmeden bizden sonraki nesile "KÖY " yaşantısını tattırabilirler,yoksa "neden köyde yaşarken, köylüyüz diyorsunuz arkadaş" diye haykırasım geliyor.
                Tüm bunları arkamda bırakarak yaşadığım şehrin kalabalıklığına, evime döndüğümde, bana; kısa bir sürede edindiğimgözlemler,anılar ve birkaç fotograf karesi kalmıştı.
                Selam ve Saygılarımla.  

 

Ekleyen:  Y. Birsen DEMİRCAN
Tarih:  9.7.2012
İzlenme: 
Yazdır:Yazdır
Eklenen Yorumlar 
Y. Birsen DEMİRCAN Yazıları
İKİ BAYRAM ve TEK YÜREK Y. Birsen DEMİRCAN [ 24.10.2012 Devamı
OKULDA İLK GÜNÜM Y. Birsen DEMİRCAN [ 17.9.2012 Devamı
DOSTLUKLAR SEVDALARA EŞTİRY. Birsen DEMİRCAN [ 23.8.2012 Devamı
AMASYA LİSESİ 1979 MEZUNLARI BULUŞTUY. Birsen DEMİRCAN [ 17.7.2012 Devamı
YILSONU GÖSTERİMİZY. Birsen DEMİRCAN [ 3.7.2012 Devamı
OYUN VE ÇOCUKY. Birsen DEMİRCAN [ 28.5.2012 Devamı
ANNEMİZ HERGÜN ÇİÇEKY. Birsen DEMİRCAN [ 14.5.2012 Devamı
DOĞALLIK VE SAMİMİYET YOK MU OLUYOR?Y. Birsen DEMİRCAN [ 2.5.2012 Devamı
23 Nisan'da Herkes ÇocukY. Birsen DEMİRCAN [ 21.4.2012 Devamı
SEVGİ -SAYGI -EDEPY. Birsen DEMİRCAN [ 9.4.2012 Devamı
Bir dostun ardından…Y. Birsen DEMİRCAN [ 27.3.2012 Devamı
ANADOLU KADINIY. Birsen DEMİRCAN [ 21.3.2012 Devamı
SONBAHARDA YEŞEREN DUYGULAR (Torun Sevgisi)Y. Birsen DEMİRCAN [ 12.3.2012 Devamı
YALNIZLIK Y. Birsen DEMİRCAN [ 5.3.2012 Devamı
NEDEN AĞLARIZ.?Y. Birsen DEMİRCAN [ 27.2.2012 Devamı
YAŞLILIK ve YORGUNLUK DÜŞÜNCELER DE BAŞLARY. Birsen DEMİRCAN [ 20.2.2012 Devamı
SEVGİ AĞACIY. Birsen DEMİRCAN [ 13.2.2012 Devamı
ÇOCUKTA SEVGİYİ SORGULA/MAY. Birsen DEMİRCAN [ 5.2.2012 Devamı
ELİMDE Kİ TÜTÜN KOKUSUY. Birsen DEMİRCAN [ 29.1.2012 Devamı
KİTAP OKUMAY. Birsen DEMİRCAN [ 25.1.2012 Devamı
KALEMİN UCUNDAKİ BEN...Y. Birsen DEMİRCAN [ 22.1.2012 Devamı
Sayfalar : 1  
Yazarlar
Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN

HEM HER ŞEY DEĞİŞECEK HEMDE TÜRKİYE DEĞİŞMEYECEK
M. Yahya EFE

Dünya Engelliler Günü
Hüseyin TOPRAK

UYAN ŞAHİN UYAN GÖR NELER OLDU…
Harika ÖREN

İnsanlığın Kırmızı Çizgileri
Metin Mercimek

YAŞAM ANLAYIŞIMIZ SEVGİ OLSUN
Belma Demir AKDAĞ

BİR YIL DAHA GİTTİ
Ahmet GÖKSAN

GELECEĞİMİZİN YOLU
Sevgi Ünal

YAZMIŞ KIŞMIŞ
Münevver ÖZCAN

TANIK OL KARAR VER
Dr. İbrahim ATEŞ

ÂŞÛRÂ GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Nevin BALTA

İzmir İktisat Kongresi 100 Yaşında
Şahika ÖNER

BENİM ANNEM!
Ayten YAVAŞÇA

Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Fevziye ŞİMDİ

UMUT
Günseli RUMELİOĞLU

EVRİMİN GÜNCELLENMESi
Yekta Güngör ÖZDEN

Ne günlere kaldık…
Oktay ZERRİN

Anadolu Mektebi Okul Paneli
Arzu KÖK

Gençler!...
Dr. Doğan KUŞMAN

Müslüman mısınız?
Alev YILDIRIMCI

Zaman yok
Handan ÇÖLAŞAN

Bu DÜNYA
Bekir COŞKUN

Yazı bilmem
Orhan SELEN

UNUTKANLIK SALGINI
Elveda TANIK

LEBALEB KONGRE...

>>>>>>>>>>>>>>>>>>
 



 

 


>>>>>>>>>>>>>>>>>
 

 

 

 

Her Hakkı Saklıdır. Efe'ce Haber Gazetesi © 2008 Tasarım : Linear Yazılım

Reklam