Aslında Nazım Hikmet; bu şiiriyle kadınlarımızın o gün içinde bulunduğu koşulları…
Hatta
Ailedeki yerinin ne olduğuna kadar çok güzel anlatmıştı…
Belki siz bunun üzerine…
Aradan onca zaman geçti buna karşın koşullar çok değişmedi. üstelik de toplumda kadına yönelik şiddet de aldı yürüdü, tarzından bir düşünceye de girebilirsiniz de…
Sorun şu…
Hani başbakan kürtaj ve sezaryen konusunu gündeme getirdiğinde toplumun bir kısmında bunun bir gündem değiştirme olayı olduğu yönünde bir fikir oluştu ya…
Ama değil!
Bir süredir yapılacak değişiklikler, toplumun önüne bir şekilde konuluyor, ama birileri ya ciddiye almadığından olsa gerek konu giderek ciddiyetini kaybediyor…
Ya da birileri bilerek önemsizleştiriyor. Kim bilir?
Hani derler ki; “Allah fakir kulunu sevindirmek isterse eşeğini önce kaybettirir, sonra da buldururmuş.”
Bizimkisi de öyle…
Bu güne kadar Cumhuriyet’le kazanmakla birlikte, farkında olmadığımız haklarımızı belki kaybedince anlayacağız…
Ben özellikle gündemi takip etmeyen kişiler için söylüyorum…
Toplum olarak çok büyük bir dönüşüm geçirdiğimizin farkında mısınız?
Değilseniz
Lütfen kendi ülkenizde misafir gibi etliye sütlüye karışmadan yaşamayı bırakın da…
Hayata müdahil olun…
Yoksa
İçinde bulunduğumuz durum
Farkında olun ya da olmayın bir süre sonra hepimizi sarıp sarmalayacaktır…
Ülke olarak bize bir süredir ılımlı İslam modeli dayatılmıyor mu?
Ne amaçlanıyor bunun dayatılmasıyla?
Tüm İslam coğrafyasını bir çatı altında toplayıp, başlarına bir de lider ülke koydunuz mu deme gitsin…
Ver elini petrol, doğalgaz, madenler, vs.
Yani anlayacağınız şimdi bu süreç yaşanıyor…
Dolayısıyla ulus devlet, onun değerleri bir bir aşağılanıyor.
Böyle olunca ulus devletin kazandırdığı yurttaşlığın bundan etkilenmeyeceğini öne sürmek de haliyle tam bir rüyadır…
Bu durumda kadın erkek eşitliğine dayalı bir sistem ayakta kalamayacağına göre…
Adım adım kadınlarımızın eve kapatıldığı bir süreci hep birlikte yaşayacağız demektir…
Hele bir kürtaj ve sezaryen tartışması bitsin…
Ardından doğum kontrolü yöntemlerinin hedef alınması gelecektir…
Her aileye de en az üç çocuk talimatı da verildiği ve bunun eskiden olduğu gibi ölüsüyle dirisiyle 6–7 çocuğa varacağı da göz önünde bulundurulursa…
Kadınların Bir süre sonra yavaş yavaş sosyal yaşamdan çekilmeye başlayacakları açıktır.
Kadınlar ancak kendi bedeninde tasarruf hakkı veren yasalar ve doğum kontrolü sayesinde sosyal yaşamda yer alabilirlerdi…
Ve bunların tartışılmasının tek amacı kadını sosyal yaşamdan dışlamaktır
Olamaz mı diyorsunuz…
Bekleyip göreceğiz.
|