Hitle Almanya’sı yakıp yıkıldıktan ve Hitler intihar ettikten sonra, Almanlar kendilerine yeni bir ufuk açma çabası içine girdiler.
“Ne yaparız” diye düşündüler, yıkılmış haldeyken kendilerinden daha ilkel toplumlara yöneldiler.
İtalya’dan, Yunanistan’dan, Afrika’nın aç ülkelerinden, sonuçta 1960 yıllardan başlayarak Türkiye’den de insan ithal edip toparlanmaya çalıştılar.
Toparlandılar da…
Günümüzde Almanya’ya yerleşmiş ve üçüncü kuşağın, yani torunlarının tutsağı olmuş binlerce yurttaş var.
İşte o dönemde dişi, kuşu, kalbi, akciğeri, midesi, eli, kolu muayene edildikten sonra gidebilen Mehmetlerden biri, Almanya’da birkaç yıl çalıştıktan sonra, başında tüylü bir fötr koltuğunun altında bir pilli radyo ve altında, bir Almanın kullanmadığı, çöplüğe attığı araçla ülkesine geldiğinde törenle karşılandıktan sonra, geri dönerken Almanya’da eksikliğini duyduğu Türk rakısından da bir koli birlikte götürür.
Mehmet Almanya’da da çevre oluşturmuştur, Hans’la arkadaş olmuştur.
Bir akşam Hans’ı evine davet eder ve Hans’ın her gün bira içtiğini bildiği için ona Rakı ikram eder.
Hans, iki kadeh rakı içtikten sonra bizim Mehmet’e döner, “Memet, n’olacak bu memleketin hali?” diye can alıcı bir soru sorar.
Yani keramet ne Hans’ta ne Mehmet’te ne Alamanya’da ne de Türkiye’dedir.
Keramet Rakıdadır.
Alaman Hans her gün bira içtiği için memleketin halinin farkında değildir.
İki kadeh rakı içince, kafası çalışmaya ve memleketinin halini sorgulamaya başlamıştır.
Türk insanı rakı içer.
İçtiği rakının adı da Türk Rakısı’dır.
Türk Rakısı dünyada ünlü bir içecektir.
Cennet ülkemde 100 kişiden 60 ı, hadi biraz daha çıkalım 75 i rakıyı sever ve bazıları arada bir bazıları akşamdan akşama bu mereti içer.
Ancak Alamanistan’ın Hansı kadar kafası çalışmaz.
İçtiği her rakıdan sonra, kendi kendine de olsa “n’olacak bu memleketin hali?” diye düşünmez.
Alaman, iki kadeh rakı ile “yahu Memet, n’olacak bu memleketin hali?” diye sorgulama moduna girerken, benim Memedim her gün rakı içtiği halde bu soruyu kendi kendine bile sormaz.
Türkçe Olimpiyatları diye bir organizasyon düzenlenir, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen çocuklar, çeşitli etkinlikler katıldıktan sonra Çankaya Köşküne çıkarılır ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e, içinde “gül” geçen şarkılar, türküler söyletilir ve cumhurbaşkanı dahil herkes memnun ve mutlu olur.
Karamanoğlu Mehmet Bey’in ise mezarında kemikleri sızlar.
O karamanoğlu Mehmet Bey ki bu şaklabanlıkları görse ve yaşasa yüzümüze tükürürdü.
|