1960 lı yılların başlarında yapılan seçimlerde başlayarak tüm seçimlerde oy kullandım…
Yani sorumluluğunu bilen iyi bir yurttaşım.
2007 yılında yapılan genel, 2009 yılında yapılacak yerel seçimler öncesi karşılaştığım demokrasi(!) ile hiçbir seçimde karşılaşmadım.
İnanç üzerinden politika yapılmasını, her türlü gücün tek elde toplanması çabasını, ahlak denilen kutsal kavramın bizi terk etmesini bir yana bırakırsak, bize özgü olan bir demokrasi tıkır mıkır işletiliyor.
Krizin teğet geçtiğini söyleyen Başbakan’a inanmayalım mı yani?
Teğet geçtiği iddia edilen bu kriz döneminde bile bol keseden yakacak, gıda, buzdolabı, çamaşır makinesi, kanepe paylaşımı(!) sürüyor mu sürmüyor mu?
Kapanan fabrikalar, boşta kalan çalışanlar, bunalımlar, intiharlar gırla giderken, ülke yönetimine soyunan politikacılar, “iktidarda kalma – iktidara gelme” hırsı içinde çırpınıyorlar.
En basitinden, “n’olacak bu memleketin hali?” sorusuna yanıt arayan kimse yok ama varmış gibi görünenler çok değil mi?
Politikacılar, 29 Mart yerel seçimlerine kilitlenmiş.
Ülke gerçekleri kimsenin umurunda değil.
Varsa yoksa, seçimlerden galip olarak çıkabilmek için her türlü atraksiyona baş vurmak…
Borç gırtlağa dayanmış, işsizlik hızla yaygınlaşıyormuş, sanayici fabrika, küçük esnaf kepenk kapatıyormuş, hırsızlık, soygun artmış, hepsi fasa fiso…
Seçim de seçim.
İlle de seçim.
Yani seçimlere böyle toplumsal bir hastalık içinde gidiyoruz.
Seçimler sonunda kim kazanırsa kazansın, yaklaşık 3 aydan bu yana bizi sarıp sarmalayan ekonomik krizin daha da katmerleneceği gün gibi ortadayken, bu konuda kimsenin kılı kıpırdamıyor.
Çünkü; yüksek politika yaptıklarını sanan politikacılarımızın, seçimden başka düşünecekleri bir şey yok gibi görünüyor.
Üstelik bu seçimlere, daha önceki seçim çalışmalarında pek görmediğimiz, duymadığımız düzeysiz saldırılar damgasını vuruyor.
Bu düzeysizliği seçmenin nasıl değerlendirdiği ise, 30 Mart sabahı belli olacak.
Evet, 1960 lı yılların başından bu yana, yapılan tüm seçimlerde oy kullandığımı ve son iki seçim döneminde karşılaştığım demokrasi(!) ile hiçbir seçim döneminde karşılaşmadığımı belirterek başlamıştım yazıma.
O dönemden ve daha sonraki dönemlerden başlayarak oy kullanan yurttaşların bu konuda neler düşündüğünü de merak ediyorum doğrusu.
Şimdi bana hak verip vermediğinizi de merak ediyorum desem, çok şey mi merak etmiş olurum?
Hani merakın sonu pek belirgin değil de…
|