Herkesin bildiği gibi benim cennet ülkemde gündem sık sık değişir ya da değiştirilir.
Gündemi değiştirmek isteyenlerin neyi, neleri örtbas ederek kapamaya çalıştığı bilinir ama bilmezlikten gelinir.
Yaklaşık 10 gündür gündemde Suriye tarafından düşürülen uçağımız ve yaşayıp yaşamadıkları bir türlü öğrenilemeyen gencecik pilotlarımız vardı.
Pazartesi günü gündeme şike davasından tahliyeler oturtuldu.
Özellikle bir yıldan bu yana Metris Cezaevinde şike davasından yatan Fenerbahçe’nin başkanı Aziz Yıldırım’ın tahliyesi.
Ve Aziz Yıldırım Tahliye edildi.
Binlerce Fenerbahçeli taraftar, her şeyi unutmuş, başkanlarının tahliyesine kilitlenmişti.
Hem de gündoğumundan.
Tahliyeden sonra, birkaç yüz metrelik yol birkaç saatte alınabiliyordu.
Darısı diğer haksız yere tutuklananların başına diye düşündüm.
Bu görüntüleri izlerken aklıma diğer tutuklular geldi.
Üniversitespordan yatanlar, basınspordan yatanlar, askerspordan yatanlar, bilimspordan yatanlar, meclisspordan yatanlar.
Yarın bunlar da tahliye edilirken, taraftarlarından kaç kişi karşılar sorusu geldi aklıma.
Yani Üniversitespordan tahliye olanları kaç üniversite öğrencisi karşılar?
Basınspordan tahliye olanları kaç gazeteci karşılar?
Askerspordan tahliye olanları kaç asker karşılar?
Bilimspordan tahliye olanları kaç akademisyen karşılar?
Meclisspordan tahliye olanları kaç meclis üyesi karşılar?
Aziz Yıldırım, Fenerbahçe cumhuriyetinin başkanıydı, onu Fenerbahçeliler karşıladı.
Peki diğer tahliye olacakları kaç kişi karşılayacak?
Merak ediyorum.
Siz merak etmiyor musunuz?
Aziz Yıldırım’ın tahliye olduğu gün, Sivas’ta yaşanan Madımak yangınının da 19. yıldönümüydü.
Sivas’taki anmayı, Aziz Yıldırım’ın tahliyesi perdeledi.
Daha neleri perdeledi?
Suriye ile yaşanan gerginliği.
Vurulan uçağı kullanan iki gencecik pilotu.
Genel Kurmay’ın, Kandil’i bombaladığı açıklamasını.
Ne bileyim daha neleri perdelemiştir Aziz Yıldırım’ın tahliyesi.
Cennet ülkemde sular bir türlü durulmuyor.
Gündem her an değişiyor, değiştiriliyor.
Kimi yararına, kimin zararına belli değil.
Aslında her şey belli de bir kısmımız anlamak istemiyoruz.
|