Komşu ülke Suriye, yaklaşık bir yıldan bu yana büyük kargaşalar yaşıyor.
Kargaşa başladığından beri “sabrımız kalmadı” “bıçak kemiğe dayandı” nutukları dinliyoruz.
70 bine dayanan Suriyeli sığınmacıyı barındırmaya başladık.
Sınırın 100 bin olduğunu açıklıyor yetkililer.
Kardeşlerimize sahip çıkıyoruz safsatası, batılıların bize tebessüm etmelerini bile görmezden gelmemize neden oldu.
Suriye’de yaşanan ne Arap ne Nusayri ne Kürt ne de Türkmen sorunudur.
Suriye konusunun, Amerika ile Rusya ve Çin arasında yaşanan bir sidik yarışı olduğunu bir türlü anlayamadık.
Gazetelerimiz, televizyonlarımız aylardır bu Suriye konusunu işliyorlar.
Strateji uzmanları, “akil adamlar” hemen hemen her gece ekranlara çıkıp Suriye’nin bir diktatör tarafından yönetildiğini, bu diktatörün halkına eziyet ettiğini, ordusunu halkın üstüne saldığını anlatıp duruyorlar.
Diktatör dedikleri Esat birden bire diktatör olmadı.
Başbakanımızın samimi arkadaşıyken, “ehlen vesehlen” karşılanırken diktatör değil miydi?
Hele muhalifler için “özgür Suriye ordusu” demiyorlar mı?
Şaşıp kalıyorum.
Bizde devlete karşı silahlanıp dağa çıkarak, askere, polise, sivil halka kurşun sıkanlar, kentleri basanlar, adliye binasını, hükümet konağını kurşunlayanlar terörist, Suriye’de devlete karşı silahlanıp çarpışanlar özgür Suriye ordusu olup çıkıyor.
Muhalifler bu kadar gelişmiş silahı nerelerden buluyorlar?
Onları kışkırtanlar kimler?
Diyanet İşleri Başkanı muhterem de Kahramanmaraş’a gidiyor, mimbere çıkıyor, hutbe okuyor ve Suriye’deki muhaliflerin kazanması için dualar ediyor.
Güney sınırımızda yaşayan halk, Hatay’dan Şırnak’a kadar tedirgin.
Fısıltı politikasıyla her gün ayrı bir senaryo ile daha da tedirgin oluyorlar.
Sınır kenti Gaziantep’te yaşanan bomba vahşeti bile aklımızı başımıza getirmiyor.
Aslında Kasım ayına kadar bu işler böyle gidecek.
Kasım ayına ne kaldı şurada?
2 ay gibi bir zaman kaldı.
Kasım ayında Amerika’da başkanlık seçimi var.
Amerika’da kim başkan seçilirse seçilsin, esas kıyamet kasım ayından sonra kopacak.
Yaşananlar, oyalanmalar, yan çizmeler bundan dolayıdır.
Kasım ayından sonra dünya ağalığı için bilek güreşi yapan ülkeler susacak mı?
Hayır…
İşte bundan dolayıdır ki kıyamet kasım ayından sonra kopacak diyorum.
Herkesin aklını başına toplamasının zamanı gelmiştir hatta neredeyse geçiyor bile.
Yoksa bizim sabrımızın taşmasına pek aldırış eden yok.
Çünkü bize ha bire gaz veriyorlar.
Suriye, şimdilik bilek güreşi yapanların sehpası durumunda.
Ne oluyorsa Suriye’de sıradan Suriye yurttaşına oluyor…
|