Türkiye’de yıldam, aydam, haftadam ve gündem nasıl da değişiyor?
Ya da değiştiriliyor diye sorsak daha doğru olur.
Bakın, son birkaç ay içinde cennet ülkeme kimler geldi?
Ezeli ve ebedi dost ve müttefik Amerika Birleşik Devletleri’nin dış işleri bakanı geldi.
Dış işleri bakan yardımcısı geldi.
CIA Başkanı geldi.
Holliwod yıldızı ve Birleşmiş Milletler özel temsilcisi Angelina Jolie geldi.
Şimdi de genelkurmay başkanı geldi.
Bu zatlar bizim karakaşımıza karagözümüze hayranlıklarından gelmediler.
Sıkıntılı bir durum var ki ha bire geliyorlar.
Hani bir fıkra var; kadın bir batında doğurmuş, ikinciyi doğurmuş, üçüncüyü doğurunca evin erkeği bağırmış; “lambayı söndürün, ışığı gören geliyor…”
Bu gelenler bizde bir ışık gördüler de mi geliyorlar?
Bilinmez ama neden geliyorlar diye soran sorgulayan yok.
Öte yandan Hatay’da, Kilis’te, Gaziantep’te, Şanlıurfa’da, Mardin’de, Şırnak’ta, Osmaniye’de, Kahramanmaraş’ta, Adana’da, Amerika’nın, İsrail’in, İngiltere’nin gizli servis ajanları fink atıyor, aldırış eden yok.
Yani cennet ülkem harman yeri.
Her türlü hububat var ama biz hububatı dışardan ithal ediyoruz.
Hatta saman ithal etmeye bile başladık.
Şu işe bakın…
Hariciye nazırı, ulus devlete karşı çıkıp, ulusçuluğun bir 19.yüzyıl ideolojisi olarak tarihte kaldığını söylerken, Suriyeli sığınmacıların sayısı da 100 bine yaklaştı.
Bu arada benim devlet büyüklerim, şehit cenazelerine katılarak şehitlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dilemekten ve ölenlere haklarını helal etmekten helak oldular.
Her gün ayrı bir kentte cenaze törenine katılmaktan, cennet ülkeme gidip gelen dostlarımızı(!) neredeyse göremeyecek duruma geldiler.
O cenaze törenine koş ve konuş, bu cenaze törenine koş ve konuş zor iş.
Bazı münafıklar da ülkenin iyi yönetilmediğini söyleyip duruyorlar.
Şu şehit cenazeleri olmasa ülkeyi yönetecekler ama ne yapalım ki terör bir türlü fırsat vermiyor.
Ezeli ve ebedi dostumuz, müttefikimiz olan ülkelerin yetkilileri de bu durumu bildikleri için bizi sık sık ziyaret etmeye başladılar.
Bu gelenlerin amacı, nasıl olur da Türkiye’yi aydınlığa, huzura kavuştururuz telaşı.
Eeee, dost ve müttefik olmak o kadar kolay mı?
Ah şu münafıklar…
4 + 4 + 4 eğitim sistemine karşı çıkarlar, her şeyi herkesten iyi bilenlere akıl vermeye kalkarlar, şehit cenazelerini dillerine dolarlar, dahası iktidarın yaptığı hiçbir icraattan memnun olmazlar…
Hadi gelin de böyle bir ülkeyi yönetin bakalım.
Yarın, yönetecek bir toplum bulamayınca aklımız başımıza gelecek ama bunu anlayacak basiret, iz’an, feraset ve anlayış nerede?
Yak kömürünü, ye pirincini, soğanını, yağını, sana verilen divana uzan, haline şükret.
Yapacak başka bir şeyin var mı?
Ye, iç, keyfine bak kardeşim…
|