Yazımın başlığına bakıp sakın beni savaş yanlısı biri sanmayın.
Baştan söyleyeyim; savaşa karşıyım.
Hele en uzun sınırımız olan, akrabalık ilişkileri içinde olduğumuz Suriye ile savaşa haydi haydi karşıyım.
İki yıla yakın bir süreden beri Suriye büyük bir iç kargaşa yaşıyor.
Bu iki yıl öncesine kadar dost olduğumuz hatta vizelerin kalktığı Suriye ile aniden düşman kardeşler oluverdik.
Bu konuda Türkiye’yi öne süren egemen güçler, hemen ardından da yalnız bıraktılar.
Biz ise Suriye’de yaşanan kargaşada, uzlaştırıcı bir ağabey olmak yerine, yanlış bir dış politikayla taraf olduk.
Sonunda korkulan oldu.
Kentsel dönüşüm için, çeşitli kentlerimizde yıkım çalışmalarının başlayacağı günden 2 gün önce, Suriye topraklarından atılan toplar, cennet ülkemin topraklarına düşmeye başladı.
Türkiye’ye, 20 eylülden bu yana 20 ye yakın top mermisi düştü.
Tavır almayı bırakın, bir notayla geçiştirdik.
Son olarak Şanlıurfa’nın sınırda bulunan Akçakale İlçesi’ne düşen bir top mermisi, 5 kişinin ölümüne 13 kişinin yaralanmasına neden oluncaya kadar.
Anında bir misilleme ile “ayağını denk al” mesajı verdik ama kime?
Çünkü sınırımızda muhalifler var, yabancı servislerin ajanları var ve başının derdine düşmüş bir Suriye var.
Bu top atışlarının kim tarafından yapıldığını bilemeden, ayağını denk al mesajı havada kalmaz mı?
Nato kınadı, “arkanızdayız” dedi.
Her şeyi bilen dünya ağası ABD’den ilk mesaj “sıcak çatışma beklemiyoruz” diye geldi.
Meclis hemen toplandı ve hükümete sınır ötesi operasyon izni veren tezkere görüşülmeye başlandı.
Zaten Irak’a sınır ötesi hareket için var olan tezkere görüşülecekti.
Görüşme kapsamına Suriye konusu da eklendi.
Ben bu yazıyı yazarken Meclis toplanmış, gurup başkan vekilleri ateşli tartışmalara başlamıştı ki meclis başkan vekili oturuma ara verdi, ardından kapalı oturuma geçildi.
Nasıl bir karar çıkacak? 10 yıl sonra öğreneceğiz.
Çünkü kapalı oturumlarda alınan kararlar ancak 10 yıl sonra açıklanabiliyor.
Dünkü 3 gazetemizin manşetten verdiği haber başlıkları şöyleydi;
Bir gazete haberi “Suriye’yi Vurduk” diye verirken başka bir gazete “Esad Yine Bizi Vurdu” diye manşet atmıştı.
Başka bir gazete ise “Halep Oradaysa Türkiye Burada” diye haberi manşetine taşımıştı.
Herkes, bu savaşın bizim savaşımız olmadığını biliyor ancak elden gelen bir şey yok.
Yarın Hatay’da, Kilis’te, Gaziantep’te, Şanlıurfa’da, Mardin’de, Şırnak’ta, bizi savaşın içine çekmek için, benzer kışkırtmaların olmayacağına kim kefil olabilir?
Aman dikkat…
|