Belki son 20 yılın, en önemli konusu nedir diye bir soru sorsak, sanırım ilk sıralarda yer alacak maddelerden biri ana dilde eğitim konusu olacaktır…
Peki, o halde, nedir bu anadilde eğitim konusu?
Şu…
Ülkede bulunan her etnik kimliğin kendi ana dilinde öğrenim görmesi…
Elbette bu durumda bir sınırın da olmaması gerekiyor…
Öyle ya…
Eğitimi ana sınıfından başlatacak olursak, içine ilköğretimin, devamında lise hatta üniversite belki lisansüstü eğitimin de katılacağı göz önünde bulundurulursa…
Böyle bir durumda ülkedeki çalışma durumu yani iş bulma ya da mezun olduktan sonra kendini yetiştirme durumu nasıl olacak…
Öyle olunca bunun sonunun ister istemez çıkmaza gireceği de son derece açıktır…
Aslında bu durumun sermaye sınıfıyla, işçi sınıfı arasındaki durumdan çok da farkı bulunmamaktadır…
Nasıl ki işçi sınıfı dini, etnik hatta siyasi düşüncesine göre birçok parçaya ayrılıp buna göre sendikalar kurmaya yönlendirilirken…
Her dönemde nedense sermayenin sendikası bir tanedir.
Neden?
Çünkü sermaye sınıfı gerçek çıkarlarının bilincindedir ve bu nedenle dayanışma içindedirler…
Ama işçi sınıfı öyle mi?
Onların gerçek çıkarları, siyasi, etnik ve dini kimlikle perdelenmiştir, bu nedenle de birleşip güç oluşturmaları engellenmektedir…
Aslında bizimki gibi ulus devletlerin durumunun ülkemizdeki işçi sınıfının içinde bulunduğu koşullarla da yakından ilişkisi bulunmaktadır…
Aynı koşullar geçerlidir.
Bakın Avrupa’ya….
Almanya, Fransa, İngiltere hangisine bakarsanız bakın hiç birinde anadilinde eğitim gibi bir uygulamayı asla göremezsiniz…
Bırakın bunu;
Adamlar 27 ülkeyi hemen her konuda birleştirerek birleşik bir Avrupa devletleri oluşturmaya çabalamıyorlar mı?
ABD 50 eyaletiyle bundan çok farklı bir durumda mı?
Hatta geçtiğimiz günlerde Avrupa dil gününde bu işlerden sorumlu AB temsilcisi: “göçmenler resmi dili öğrenmek zorundadır.” diye açıklama yapmadı mı?
Ama iş bize gelince durum birden değişmekte, kendilerinin asla uygulamayacağı koşullar sözde demokrasi adıyla ülkemize dayatılmaktadır…
Bundan birkaç gün önce bir parti başkanının Anadilde Eğitim talebine başbakan ne yanıt vermişti…
Azıcık hafızalarınızı yoklayın…
“Almanya’da, Fransa’da bile Anadilde eğitim yok. “
Şimdi burada duralım, hani 2023 bildirgesi açıklanmıştı ya geçtiğimiz günlerde…
Onun maddelerinden biri de
“Anadilde kamu hizmeti…”
Yani herkes kamu hizmetini kendi anadilinden alacak…
Meali
Resmi dili öğrenmek zorunlu değil.
Yani ortak dili…
İnsanlar tüm kamu ve özel hizmetlerde kendi ana diliyle hizmet alabilirse, o zaman resmi dili neden öğrenmek zorunda kalsınlar ki…
Peki, bu durumda hemen herkes kendi dilinden insanlarla konuşma ve dayanışma içine girerse, toplum başta, birbirini anlamayan çeşitli dillerden topluluklara ayrılmaz mı?
Diyeceğim sözde anadilde eğitime karşı çıkılırken, ortak resmi dil ortadan kaldırılmaktadır…
Ortak resmi dil kalkarsa, millet kalır mı?
Sizce…?
|