Geçtiğimiz günlerde Başbakan AB süreciyle ilgili olarak “AB’nin başarısına inandığımız için üyelik hedefinden vazgeçmedik.” Demedi mi?
İnsan ister istemez merak ediyor. hangi başarı?
Neyin başarısı?
Biraz baştan başlayalım. Amacım AB sürecini, yaşanan gelişmeleri kronolojik sırayla sizlere anlatmak değil ama…
Örneğin bu gün AB’ye üye kaç ülke var, 27 değil mi?
Peki, üye sayısı 27 olduğu halde, AB Bayrağında neden hala 12 yıldız bulunuyor. AB’ye girmek isteyenler bu 12 yıldızın anlamını biliyorlar mı?
Öyle uzun bir araştırmaya gerek yok, bu 12 yıldız İsa’nın 12 Havarisinin sembolüdür.
Yani girmek istediğiniz AB, en başta bir Hıristiyan ülkeler birliğidir…
Bunu sadece ben söylemiyorum…
Bu işten sorumlu olan birçok yetkilinin zaman zaman benzer sözleri söylediğini duymuş olmanız gerekir…
İşin bir başka yönü de şu…
Hani bizim ülkemizde bazı yetkililer zaman zaman bizim nüfusumuzun fazla olup AB parlamentosunda da çoğunluğu sağlayacağımızdan dolayı da almak istemediklerini söylemiyorlar mı?
Ama ne yazık ki bu da doğru değil.
Çünkü
AB parlamentosunda toplam 751 parlamenter bulunmaktadır ve nüfusu kaç olursa olsun bir ülkenin en fazla temsil edilebilecek üye sayısı 96’dır
Elbette Başbakanın sözleri bununla sınırlı değil devamında ne kadar beklenilebileceğinin ipuçlarını da veriyor.
Diyor ki “AB 2023’e kadar oyalarsa bizi kaybeder.”
Anlayacağınız hükümet 2023’e kadar AB kapısında beklemeyi düşünüyor…
Şimdi insanın aklına ister istemez bazı sorular da takılıyor…
Yunanistan hala kurtarılamamışken, üstelik Bulgaristan, Macaristan, Portekiz gibi ülkeler kriz yaşarken…
Yani kendi arasındaki birlik bile deyim yerindeyse çatırdarken, hükümet neden hala ısrarla AB hedefini canlı tutmaya çalışıyor?
Neden olabilir?
Bunu öncelikle hükümetin hedefini göz önünde bulundurarak yanıtlayalım isterseniz…
Nasıl bir ülke olmamız hedefleniyor? Sorusu konuyu yeterince açıklığa kavuşturacaktır…
Ulus devleti olmayan, etnik ve dinsel kimliklere ayrışmış, emperyalizmin koşulsuz bir pazarı olan bir ülke…
AB ülkelerine bir göz atın, ülkemizde dini ve etnik faaliyet gösteren neredeyse tüm örgütlere ev sahipliği yaptıklarını göreceksiniz…
Üstelik para ve TV sağlayarak desteklediklerini de.
Bunu dışında…
Ülkemizde bu güne kadar gerçekleştirilmiş tüm özelleştirmelerin bir AB dayatması olduğunu biliyor musunuz?
Yani bugün ülkemizde ulusal ekonomi adına bir şey kalmamışsa, bankaların bile önemli bir kısmı yabancıların elindeyse ve üstelik geriye kalan 3–5 tanesinin satılması hala AB ilerleme raporlarıyla bizden isteniyorsa…
Ordunun Ulusal çıkarlardan vazgeçmesi AB’ye uymak adına talep ediliyorsa, sözde demokrasi adına etnik ve dinsel kimliklere özgürlük isteniyorsa…
Türk kimliğinin her yerden, en son Anayasadan bile silinmesi çalışmaları yapılıyorsa, işte tüm bunlar bilin ki AB adınadır…
Hani 2023 hedefi falan deniyor ya…
İşte o, Ulus devletin ve kimliğin hafızalardan bile silineceği tarihtir…
Anlayacağınız AB süreci denilen şey, aslında ulus devletin ortadan kaldırılma planının görünürdeki adıdır…
Yoksa AB’ye alınmayacağını bile bile neden bu sürecin devam ettirildiğini sanıyorsunuz…
|