Pastırma yazı yaşıyoruz ama yakın zamanda kış rengini gösterecek.
Güney illerimizin bir kısmında, Suriyeli sığınmacıların barındıkları çadırlar var.
Konteynerde oturanları, konut kiralayanları saymıyorum.
Bizim Kızılay’ın ve Suudi Arabistan’ın Arap kardeşleri için gönderdiği çadırlarda yaşayan yüzlerce aile var.
Hani sayıları 100 bini çoktan aştı ya!
Bu çadırlarda oturan binlerce Suriyeli sığınmacıları düşünüyorum.
Kış aylarının daha başlangıcındayız.
Yarın kış zorlu biçimde hükmünü sürdürmeye başlarsa, çadırlarda oturan bu sığınmacılar ne olacak?
Bak, bak, bak, bizim de nevrimiz döndü.
Kendi yoksullarımızı bir tarafa bırakıp, Suriyeli yoksulların derdine düştük.
Tıpkı Hariciye Vekilimizin, şehit cenazelerinde dökmediği gözyaşlarını biriktirip Gazze’de höyküre höyküre döktüğü gibi…
Yani “öleceksek ölelim de adam gibi ölelim” noktasında mıyız?
Elden ne gelir?
Allah hepimizin yardımcısı olsun…
xxx
Dünkü yazımda Gaziantep Milletvekili, Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu Üyesi Mehmet Şeker’in, “NATO’dan çıkalım” önerisine değinmiş ve Şeker’in sözlerine yer vermiştim.
Ne demişti Mehmet Şeker? “ABD’nin Türkiye’deki darbeleri, etkisi altındaki NATO vasıtasıyla, daha da detaylı bir söylemle NATO’nun ülkemizdeki illegal örgütlenmeleri vasıtasıyla gerçekleştirdiğinden hareketle, bu örgütlerin mutlaka dağıtılması ve üyelerinin cezalandırılması gerekmektedir. NATO şemsiyesi altında bu gerçekleştirilemiyorsa, tam bağımsız ve demokratik Türkiye için NATO üyeliğinden çıkma seçeneği de düşünülmelidir.”
Bu haber, bizim gazetede de vardı.
Dün bu konudaki yazım yayınlandıktan sonra, bazı okurlar aradı ve “NATO’dan çıkalım da iyice yalnızlaşalım mı demek isteniyor?” diyenler de vardı, “evet, NATO’nun şimdiye kadar yanımızda olduğunu göremedik, üyelikten çıksak da fark etmez” diyenler de.
“NATO’dan çıkalım da iyice yalnız mı kalalım” diyen okuruma, “yok” dedim, “yalnız kalmayız. NATO’dan çıkarız, Suudi Arabistan, Katar, Mısır ve Türkiye, bir araya gelerek NATO benzeri bir oluşum kurarız olur biter” dedim.
Telefondaki okur biraz durakladı, sonra “bu saydığınız ülkeler zaten ABD’nin güdümünde değil mi?” diye sormaz mı?
Bu kez de ben durakladım.
Sonuç olarak nereye baksanız karşınıza Amerika çıkıyor.
İyi ki Amerika çıkıyor ve iyi ki Amerika ile ezeli ve ebedi dostuz, müttefikiz.
Yoksa halimiz nice olurdu?...
Bakın, demokrasi getirilen Irak’ta Maliki ile Barzani birbirine girmeye başladı.
Nasıl bir demokrasiyse?.
|