Rusya’nın lideri Putin Türkiye’ye geldi.
Başbakan tarafından İstanbul’da ağırlandı.
10 saatten daha az bir zaman kaldı ve gitti.
Bu arada neler oldu?
Herkese göre bir şeyler oldu.
Kimine göre, Rusya Dış İşleri Bakanı Lavrov’un bileğinin kırılması önemliydi.
Kimine göre yapılan 11 anlaşma önemliydi.
Kimine göre Suriye ve Patriot konularının görüşülmesi önemliydi.
Kimine göre Putin’nin “biz Suriye’nin avukatı değiliz” söylemi önemliydi.
Kimine gör yine Putin’in “pozisyonumuz benzer ama metotlarımız farklı” sözleri önemliydi.
Kimine göre başbakanın Putin’i İstanbul’da kabul etmesinin nedeni, Çankaya ile görüşmesini önlemekti.
Kimileri Rusya liderinin belinde problem olduğu için oturup kalmasında bizim başbakanın yardımcı olduğunu öne çıkardı.
Hatta bir haberci, televizyonda haber okurken, Putin’in bel ağrısını ima ederek, “ziyaret sancılı başladı” diye verdi haberi.
Kimileri, Mersin – Akkuyu’da yapılacak olan nükleer santralin Rusya tarafından finanse edilmesinden duyduğu memnuniyeti öne çıkardı.
Kimileri kimin kime yaklaştığını tartıştı.
Kimileri bu görüşmelerden Rusya’nın mı Türkiye’nin mi kazançlı çıktığı konusuna eğildi.
Özellikle Suriye konusunda ve NATO tarafından güney sınırımıza konuşlandırılacak Patriotlar konusu es geçildi, kaynadı gitti.
Bu konular nedense pek işlenmedi, görmezden gelindi.
Putin’in 10 saatten az kalıp gitmesinden sonra, bizim televizyon kargaları oturup konuyu saatlerce tartıştılar.
Ancak söylediklerinden pek bir şey anlaşılmadı.
Çünkü her televizyon kargası, olaya kendi meşrebine göre yaklaşıyor ve ardından kargalar arası bir tartışma başlıyordu.
Bu ziyareti akılcı bir biçimde irdeleyerek anlatan bir televizyon kargasına rastlayamadım.
10 saatten az zamanlı bir Putin ziyareti daha ne kadar tartışılır, bu ziyaretten daha ne hikmetler ne kerametler çıkarılır, onu da önümüzdeki günlerde öğreneceğiz.
Hele biz şu Patriotları sınırımıza konuşlandıralım, o zaman görün bizi.
Yeni bir gündeme kadar bu kadar…
|