İyi insanlar çabuk inanır.
Çünkü herkesi kendileri gibi iyi insan olarak görürler.
Bakın, yakın zamanda terör sorunları tartışılmaya başlandı.
Açılım maçılım kar etmeyince yeni yeni uzlaşma yöntemleri arandı ve bulundu.
Konuyu İmralı ile İmralı’da çözmek…
Benim necip halkım, “eh, terör bitecekse, kan duracaksa neden olmasın” yaklaşımına kaptırdı kendini.
Tam o sırada Doğu’da bir karakol baskını oldu, yine şehit verildi.
Birileri “bunlar ne demek oluyor, ne yapıyorlar?” derken Fransa’nın başkenti Paris’in göbeğinde, içlerinde PKK’nın kurucuları arasında olduğu söylenen bir ve iki üst düzey yönetici üç kadın, kafalarına kurşunlar sıkılarak öldürülüyor.
Dünya medyası bu habere kilitlenmişken, konuya ilişkin ilk tespit bizden geliyor; “Örgüt içi hesaplaşma…”
Yüzeysel, klasik ve erken bir söylem.
Hele biri de “derin PKK’nın işi” demez mi?
Gülsem mi düşünsem mi şaşırıp kaldım.
Olayın ikinci, üçüncü günleri gazete başlıkları da bir alemdi.
Hani doğru haber vererek halkı bilgilendirecekler ya!
Yine her gazete kendi yayın politikasına göre manşetler atmaya başladı;
“İç Hesaplaşma…”
“Derin Devlet…”
“İnfaz MOSSAD usulü…”
“Ya Kürt Ya Türk Ergenekonu ya da Gizli Servis…”
“Türk İşi Olmadığı Kesin…”
“PKK’nın İşi…”
“PKK’da Paris Şoku…”
“Katil Tanıdık…”
“Kritik Toplantı Sonrası İnfaz…”
Hatta “İmralı’ya Kandil’in gözdağı” diyen komplo teorileri bile üretildi.
Yalnız bunlar mı?
Daha ne başlıklar, ne söylemler.
Ve bu olayın yankıları da bir süre gündemden düşmeyecek.
Aslına bakarsanız olaya bir de şöyle bakmak gerekmez mi?
Terör örgütünden şimdiye dek kimler hizmet satın alıyordu?
Örgüt, şimdiye dek kime, kimlere hizmet satıyorduysa, terörün durması onların işine gelmeyecek.
Uluslararası alanda bu tür katliamları yapan gizli servislerden ses soluk çıkıyor mu?
Bırakın Fransa’nın Paris’ini, Hatay’da, Kilis’te, Gaziantep’te, Şanlıurfa’da cirit atan gizli servis elemanları için bir şey yapamayanlar, Paris’in göbeğinde işlenen cinayeti nasıl sağlıklı okuyabilirler?
Merak ediyorum.
Siz merak etmiyor musunuz?
|