Son günlerde Başbakan “ulusalcılar engel olamayacaklar” türünden bir söz etmiş ti ya…
Ardından da yarı Arapça olarak bunu bir de ırkçılıkla ilişkilendirmişti…
Böyle olunca ister istemez toplumda bu kavramla ilgili bir kargaşalık da yaşanacaktı…
Kaçarı yok!
Öncelikle konuyu netleştirmek için söylüyorum…
Kastedilen ulusalcılık mı?
Yoksa milliyetçilik mi?
Ya da ikisi de aynı şey mi? önce bu konuda karar verelim, sonra da ulusalcılık yıllardır neden hedef tahtasına konuluyor, bunun nedenini belirleyelim…
İşe önce tanımdan başlayalım. Millet nedir: Aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, kültür, tarih, ekonomi birliği olan topluluk.
Bunun ardından peki, o halde ya ulusalcılık nedir? diye bir soru sorarsanız, onu da kısaca açıklayım ki kafalar karışmasın.
Ulusalcılık: dil devriminden sonraki milliyetçiliğin adı…
Başta bu gün Ankara’da Ulus Meydanı olan yer, ayrıca yıllarca Hâkimiyeti Milliye adıyla Kurtuluş Savaşı yıllarında yayına başlayan gazete olmak üzere tüm bunların adı da…
Dil devrimi sonucunda ulus olarak değiştirilmiştir…
Yani siz az önce belirttiğim millet tanımını doğru buluyorsanız zaten sorun yok, aralarındaki tek fark birinin dil devriminden sonra kabul edilmiş olması…
Ayrıca söylenirken Atatürk devrimlerine sahip çıkıldığını da ifade etmesidir…
Bu arada ulusalcılığa saldırılırken dini bazı terimlerin kullanılmasıyla sanmayın ki, bu gün toplumda din ile ulusalcılık arasında bir çelişki var…
Doğrusu böyle bir şey, söz konusu değil de…
Şöyle bir durum var…
Bugün yaşanan çatışma, aslına bakarsanız ulusalcılıkla- küreselleşmeciler arasında yaşanan bir çatışmadır…
Nedir bu?
İsterseniz daha iyi anlaşılması açısından biraz daha açalım…
Emperyalizm…
Bunu da soyut olmaktan çıkaralım ve adını koyalım ABD ve AB emperyalizmi…
Tüm dünyayı kendi pazarları haline getirebilmek için yıllar önce ulus devletleri hedef taftasına koydular…
Çünkü
Ulus devlet
Aynı zamanda ulusal ekonominin…
Sınırların…
Gümrüklerin…
üniter yapının…
O ülkeyi koruyacak ordunun da bulunması demekti…
Tüm bunları yok etmeden bir ülkeye egemen olamayacaklarını bildiklerinden…
Önce işe bu kavramların içini boşaltmakla başladılar…
Diyeceğim
Olay dindarlarla, laikler arsında değil…
Asıl çatışma ulus devlete…
üniter yapıya…
Ülkenin ekonomisine…
Topraklarına…
Ordusuna…
Yeraltı, üstü, tüm varlıklarına sahip çıkanlarla, bunları küresel sermayenin koşulsuz emrine verenler arasında yaşanmaktadır…
Herkes tarafını doğru seçmelidir…
Ya ulus devletinizden yana olmak durumundasınız…
Ya da ABD ve AB emperyalizminden, ortası yok…
|